‘Kurtuluş Günü’nün Bedeli: Trump’ın Ticaret Savaşı Türkiye’yi Nasıl Etkileyecek?

Bir sabah, Washington’ın gri gökyüzü altında Beyaz Saray’dan atılan bir tweet, dünya ekonomisinin dengesini yerinden oynattı. Trump, her zamanki gibi kışkırtıcıydı:
“Bugün Amerika’nın ekonomik kurtuluş günü.”

Bu cümle kulağa milliyetçi bir slogan gibi gelse de, arka planında aslında dünya ticaret düzenine meydan okuyan bir karar yatıyordu. ABD, neredeyse tüm dünyaya karşı gümrük vergilerini yükselttiğini duyurdu. Oran basit görünüyordu: Yüzde 10. Ama bu basitlik, gerçekte karmaşık ve çok katmanlı bir fırtınanın ön sözünden ibaretti.

“Kurtuluş Günü” Başka Nerelerde Duyuldu?

Trump’ın “Kurtuluş Günü” (Independence Day) ifadesi tesadüf değil. Amerika tarihine göre 4 Temmuz, ülkenin İngiltere’ye karşı bağımsızlığını ilan ettiği gündür. Ancak Trump bu kez, aynı kavramı ekonomik bağımsızlık için kullandı. Oysa uzmanlara göre bu karar, bağımsızlıktan çok izolasyonculuk anlamına geliyor.

Türkiye Bu Fırtınanın Neresinde?

Trump’ın kararından doğrudan etkilenecek ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Her ne kadar “ağır vergi” uygulanan listeye dâhil edilmese de, Türkiye’nin ithalat yaptığı kalemlerin büyük bölümü ABD kaynaklı. Özellikle:

Bugün itibariyle Türkiye, ABD’den yılda yaklaşık 15 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Bu ithalatın büyük kısmı zaten özel vergiye tabi ürünlerden oluşuyor. Şimdi, bu kalemlerin üzerine %10 daha eklenmesi, hem sanayi üretimini hem de tüketici fiyatlarını ciddi şekilde sarsabilir.

Dahası, ABD’ye ihracat yapan Türk firmaları için de süreç kolay olmayacak. Çünkü artık ABD pazarına erişim maliyetli, rekabet ise daha zor olacak.

Vergi Gerçekten %10 mu?

Kâğıt üstünde yüzde 10’luk genel bir vergi…
Ama işin aslı bu kadar basit değil.

ABD’nin ithalat politikası zaten sektör bazında farklı vergi oranları içeriyor. Örneğin:

Türkiye’de bazı ürün gruplarında mevcut vergi yüküyle birleştiğinde, gümrük kapısında %40’a kadar ulaşan maliyet artışları yaşanabilir. Bu, Türkiye gibi dışa bağımlı üretim ekonomileri için ciddi bir enflasyon riski doğuruyor.

Sıradan İnsanlar Bu Savaştan Nasibini Alacak mı?

Evet. Belki savaş tanklarla değil ama etiketlerle yürüyor.

Bu yeni ticaret anlayışının etkileri, önce raf fiyatlarında kendini gösterecek. Aynı maaşla daha az ürün, daha az hizmet… Gelirin değil, refahın azalması

Türkiye’de zaten yüksek seyreden enflasyon, bu dış etkiyle daha da tırmanabilir. Örneğin:

Kısacası, bu savaşın faturası sadece şirketlere değil, mutfağa da yansıyacak.

Trump Ne Yapmak İstiyor?

Trump’a göre bu bir devrim. Ekonomik bağımsızlığın yeniden ilanı.
Onun düşüncesinin arkasındaki isim ise, eski ticaret temsilcisi Robert Lighthizer. Bu kararları, Amerikan sanayisini tekrar ayağa kaldırmak için attığını savunuyor.

Ancak bu “kurtuluş hareketi”, bazı uzmanlara göre aslında ABD’nin küresel sorumluluklardan geri çekilmesi anlamına geliyor. Amerika’nın ünlü iktisatçılarından Prof. James Galbraith, bu süreci şöyle tanımlıyor:
“ABD küresel liderliği bırakıyor. İçine kapanarak kendini yeniden şekillendirmeye çalışıyor.”

Tüm Dünya Etkilenecek mi?

Kesinlikle. Vergi artışından sadece Türkiye ya da Çin etkilenmeyecek. Trilyonlarca dolarlık dış ticaret hacmine sahip ülkeler zincirleme şekilde sarsılacak. Özellikle otomotiv ve yan sanayiye dayalı ekonomiler için bu karar, şok dalgası gibi hissedilecek.

ABD borsaları bu kararlarla birlikte zaten dalgalı.
Uzmanlar diyor ki:

 

Sonuç: Devrim mi, Kriz mi? Türkiye Ne Yapmalı?

Trump’ın tek bir kararını ekonomik devrim diye selamlayanlar da var, küresel krizin başlangıcı diye görenler de…
Belki de bu sorunun cevabını yine zaman verecek.

Ama Türkiye gibi dış ticarete bağımlı ekonomiler, bu dönemi sadece izlemekle yetinemez.
Alternatif pazarlar, iç üretimin güçlendirilmesi ve dijital dönüşüm gibi adımlar artık bir tercih değil, zorunluluk.

Çünkü artık hiçbir şey sadece yüzde 10 değil.

 

Exit mobile version