Yangınlar Hamas’a destek vermenin karşılığıdır!

Yetmiş yerde aynı anda yangın olayı pek de hayra alamet değildir.

İmkânsız…

Belli ki yangınlarda hain bir odağın eli var.

Paylaşımlara bakın.

Yakıyorlar peşinden de suçlayıcı nitelikte algı operasyonlarına girişiyorlar.

“Müdahale eden yok, havada yangın söndürücü uçak görmedik..” gibi…

Maksat piyasaların dengesizliği yetmedi yangınlarla halkı galeyana getirmek.

Kamu düzeni iyice bozulsun.

Ciddi ve de sinsi bir operasyon, bir bakıma Filistin’e arka çıkmanın karşılığı.

 Beşinci koldan savaş başladı demektir.

Yangınlar füzelerden daha etkili.

Füze belli bir alana düşer, yangın ise yerleşim yerlerine sıçradığında geride ne orman kalır ne de köyler. 

Geçmiş senlerde söylemiştik.

Bu yangınlarda namerdin eli var,  giderek içinden çıkılmaz hal alıyor.

Azalmıyor çoğalıyor.

Ve nitekim aynı anda yetmiş yerde orman yangını!

Sabotaj deyin, tedbirsizlik deyin sonuçta ciddi anlamda önlem alınmayınca  

yılların birikimi güzelim yeşillik ormanlar yandı kül oldu.

Orman Bakanlığı ormanları korumaktan aciz mi?

Eski tas eski hamam artık olmaz, ciddi anlamda sistematik tedbirler almak gerekiyor.

Ormanların giriş çıkışları en hassas yerler.

Hanı çevreyi gözetleyen kameralar?

Silah kullanmaya yetkili güvenlikçiler.

Sigara içiyorsa orman alanda içmeyecek.

Piknik için ateş yakmayacak…

Giren çıkanın kimliği belli olacak.

Sabıkalı ise sokmayacaksın.

Doğu Karadeniz ormanları…

Görüyorum en ufak bir tedbir yok.

Yılların gürgen ve çam ağaçları bu aylarda tutuşturulsa sadece orman değil, bitişik köyler de yanar. 

Yangına müdahale için ormanlarda yollar açılmamış, izleme ve kontrol diye bir şey yok.

Göletler?

Namerdin eli oralara da uzansa azgınlaşan yangının söndürülmesi oldukça güç, hatta imkânsız. 

Kurumuş öylesine ağaçlar var.

Özellikle yılların çam ağaçları çıra gibi tutuşurlar.

Doğu Karadeniz’de ormanların çoğuna havadan başka müdahale etme imkanı yok. 

Yangın söndürme uçakları  doksan kilometre gidip denizden su taşıyacaklar. 

O zamana kadar kalan sağlar bizimdir hesabı geriye ne kalırsa.

Yangın olayı artık terör kadar acil hal almıştır.

Yangınlarla mücadele edecek ve de ormanları koruyacak bir ünite gerekiyor.

Yollar açılarak gidişli gelişli kontrol noktaları oluşturmalı.

Yoksul halk piyasalarla bir derece idare ediyor, amma ateş bacayı sarınca kurtuluşu yoktur.

Bir de sivil örgütlere iş düşer.

Bu suçu kasıtlı olarak işleyen alçakları bağlayıp Kızılayın ortasında tükürük yağmuruna tutturulmalıdırlar.

Hadi diyelim, kanunsuzluk.

O zaman, orman yakanı ormanda yakma kanunu aceleden çıkarılmalıdır.

Ne demişti atalarımız?

Yaş kesenin başını keserim.

Yok, hainleri diğerleri gibi cezaevlerinde besleyeceksek bu yangınların sonu gelmez. 

Kendimizi kendi elimizle yakmış oluruz… 

Exit mobile version