Başarı cesaretle başlar…
Başarmak bir kuşun kanat çırpınışları gibidir. Zordur, belirsizdir ama içindeki özgürlük hissi her şeye değer. Hepimiz, kendi hayat yolculuğumuzda bir yerlere varmak, bir iz bırakmak, hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek isteriz.
Peki bu gerçekten mümkün mü?
Evet.
Ama kendimize sormamız gereken bazı sorular vardır:
Hayallerin için mücadele etmeye hazır mısın?
Hayatının tüm sorumluluğunu üstlenmeye gönüllü müsün?
Bu iki soruya vereceğin “evet” cevabı yola çıkman için yeterli olacaktır.
Çünkü başarı, sadece istemekle değil; karar vermekle başlar.
Ve o kararın ardından karşına çıkacak olan zorluklar, senin büyüme alanındır.
Ayağına takılacak çakıl taşlarını yolun bir parçası olarak görmek, yürümeye devam etmek…
İşte asıl fark burada başlar.
Başarının ilk adımı kendini tanımaktır.
Neyi neden istediğini bildiğinde, yönünü şaşmazsın.
Hayallerin pusulan olur.
İnandıkça büyürsün, çalıştıkça derinleşirsin.
Bir sabah uyanırsın ve hayat gayen, ufukta beliren bir gökyüzü gibi netleşir.
Çünkü bil ki, çırpınmadan gökyüzüne ulaşılmaz.
Uçmak isteyen her canlının önce mücadele etmesi gerekir.
Düşmek, yorulmak, hatta bazen vazgeçmek istemek doğaldır.
Ama asıl mesele, orada pes etmemektir.
Gerçek başarı; büyük düşünen, büyük adımlar atmaktan korkmayan ve her düşüşten ders çıkaranların hikâyesidir.
Zirve, sadece sabreden ve azimle yürüyenlere aittir.
Şimdi durma zamanı değil; Cesur adımlar atma zamanı.
Çünkü hayat, yola çıkanlara fırsat sunar.
Son olarak sana bir tavsiye:
Hayallerini asla erteleme.
Fikirlerini küçümseme.
Ve ne olursa olsun, vazgeçme.
Unutma:
Çırpınmadan gökyüzüne ulaşamazsın.