Beyaz Saray’ın değil, Florida’daki Mar-a-Lago malikânesinin altında şekillenen yeni bir ekonomik strateji, dünyayı sarsıyor. Donald Trump’ın “Mar-a-Lago Planı” olarak anılan bu yeni yol haritası, sadece ABD’nin değil, dünya ekonomisinin geleceğine de damga vurabilir.
Mar-a-Lago Planı’nın ilk aşaması Trump’ın başkanlık döneminde attığı ekonomik adımlarla şekillendi. 2018-2019 yıllarında Çin ve Avrupa’ya yönelik gümrük tarifeleri artırıldı. Almanya’ya asker çekme tehdidi ise, ekonomik bağımlılıkları yönlendirme hamlesi olarak yorumlandı. Bu adımlar, Trump’ın doğal kaynak odaklı yeni ekonomik düzen fikrinin temel taşları olarak değerlendiriliyor.
(Kaynak: Reuters, “Trump Threatens Troop Withdrawal Over Germany Spending”, 2020)
Plana göre Trump, şu adımlarla ilerlemeyi hedefliyor:
– ABD topraklarındaki federal rezerv alanlarında bugüne kadar hiç çıkarılmamış dev maden kaynaklarını ekonomiye kazandırmak,
– Bu kaynakları kamu kontrolündeki bir servet fonuna (sovereign wealth fund) aktarmak,
– Ve bu dev doğal kaynak zenginliğini kullanarak ABD kamu borcunu teminat altına almak.
(Kaynak: The Wall Street Journal, “Trump’s Mar-a-Lago Economic Plan: A New Sovereign Fund Backed by Minerals”, 2025)
Ukrayna, Kanada, Grönland ve Gazze: İşaretler Birbirine Bağlıyor
Son yıllarda Trump’ın yoğunlaştığı bölgeler şaşırtıcı bir ortak paydaya sahip: Doğal kaynaklar.
Ukrayna: Avrupa’nın en büyük lityum rezervlerinden biri Dnipropetrovsk bölgesinde bulunuyor. (USGS, 2023)
Kanada: Nadir toprak elementleri rezervleri, Trump tarafından “stratejik geleceğin anahtarı” olarak tanımlandı. (Politico, 2020)
Grönland: Satın alma teklifi, buzulların altındaki nadir madenlere erişim amacı taşıyordu. (BBC, 2019)
Gazze ve Levant Havzası: Levant Basin, dev doğal gaz rezervleriyle dikkat çekiyor. (USGS, 2010)
İsviçre Alpleri Tweeti: Gizli Bir Mesaj mı?
Trump’ın 2024 yılında paylaştığı, Alpler’e bakıp “Önünde sonsuz zenginlik var” ifadelerini kullandığı tweet, tartışmalara yol açtı. Bazı yorumculara göre bu mesaj, İsviçre’nin yeraltı kaynaklarını işaret ediyordu. Diğer bir görüşe göreyse Trump, dünya parasal sisteminin kalbi olan İsviçre’ye, yani merkez bankalarına bir mesaj veriyordu: “Paranın merkezini yeniden tanımlayacağım.”
(Kaynak: Trump Resmi Twitter Hesabı, 2024)
Madencilik Diplomasisi
Trump’ın Mar-a-Lago Planı, bu çıkışlarını yeni bir perspektife oturtuyor: Askeri işgal yerine ekonomik hakimiyet, toprak sahipliği yerine kaynak kontrolü.
Riskler ve Eleştiriler:
– Çevre tahribatı ve yerli toplulukların hak kaybı
– Kamu servet fonunun pazar dalgalanmalarına aşırı duyarlı olması
– Uluslararası çatışmaların artması
Yeni Düzende Kim Kazanacak?
Trump’ın Mar-a-Lago Planı, klasik ekonomik düzeni yeniden şekillendirme iddiası taşıyor.
Ama sorular havada:
– Kaynakları teminat altına almak yeni bir ekonomik imparatorluk mu kurar, yoksa yeni krizlerin kapısını mı açar?
– Para sisteminin merkezinin yeniden tanımlanması, dünyayı nasıl bir istikrarsızlığa sürükler?
– Maden odaklı bir borç modeli, gerçekten ABD’yi kurtarır mı yoksa yeni bir bağımlılık mı yaratır?
Ve en kritik soru:
Trump kaynakları bulduğunda, anahtarı kimin elinde olacak?