SON DAKİKA HABERLERİ

HaberManşetlerSon Dakika

Sayın Hikmet Çetin Bey’e Açık Mektup!

SAYIN HİKMET ÇETİN BEY’E AÇIK MEKTUP

Sayın Başkan, bir hemşerin olarak bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde İstanbul eski Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu yargılanması hususunda yaptığınız açıklama bir Hazro’lu olarak beni şahsen çok üzmüştür.
Milletin iradesinin tecelli ettiği demokrasimizin gazi meclisi avlusunda dört eski meclis başkanı imzasını havi deklarasyonunuzu medyada izledim. Ancak açıklamanızı müteakip zat-i alinizi bir konuda tekzip eden, Sayın Cahit Karakaş Bey’in muhtereme refikaları Sirel Karakaş hanımefendi, manifestonuzda imza sahibi olarak görülen muhterem eşleri Cahit Bey hakkında basına yaptıkları açıklamalarında;

“Sayın Karakaş irade beyanında bulunabilecek bilinçsel yeterliliğe sahip değildir. Bu nedenle söz konusu metni okuması, anlaması, değerlendirmesi ve onaylaması mümkün değildir.”
“Hikmet Çetin tarafından 5 Mayıs 2025 tarihinde yapılan ve Sayın Cahit Karakaş’ın bu metne rıza gösterdiği, ayrıca herhangi bir vasilik kararının bulunmadığı yönündeki ifadeler tamamen asılsızdır ve kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir. Zira Sayın Cahit Karakaş, halihazırda Ankara Güven Hastanesi’nde demans tanısıyla yatarak tedavi görmekte olup, hukuki ve tıbbi açıdan farik ve mümeyyiz değildir.
Ayrıca Sayın Karakaş’ın yasal vasisi mevcuttur ve hem söz konusu metin hem de bu konuda yapılan açıklamalara dair vasi veya varislerinden herhangi bir rıza veya bilgi paylaşımı da söz konusu olmamıştır. Bu bağlamda Sayın Hikmet Çetin’in yaptığı açıklama, hukuki, tıbbi ve etik sorumlulukları ihlal etmektedir.
Bu tür beyanlar, bir sağlık kuruluşunda yatan ve irade beyanında bulunamayacak durumda olan bir kişiye aitmiş gibi gösterilen açıklamaları içermesi nedeniyle son derece sakıncalıdır.”

Sayın Başkan
Okuduğunuz ve sosyal medyada paylaştığınız manifestonuzun burada alıntısını yaparak savunduğunuz hukuk normlarına binaen, cevap mahiyetinde mesleğinin şuurunda olan Avukat Cengiz Gülaç Bey’in biz vatandaşları aydınlatan 3 Mayıs 2025 günü Türkiye Gazetesinde köşesine taşıdığı “İMAMOĞLU’NUN DİPLOMASI İÇİN HUKUK NE DİYOR?” birlikte yorumlarınıza katkı olsun diye sunuyorum.

DİPLOMA İPTALİ KARARI

Diplomanın iptali için verilen karar doğru mu?

Gelin hep birlikte bu soruya hukuken cevap verelim:

Ekrem İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesinde okuduğunu söylemiştik. İmamoğlu İstanbul Üniversitesine bir dilekçeyle müracaat ederken altına imzası olduğu beyanında Doğu Akdeniz Üniversitesinden geçiş talebinde bulunduğunu yazıyor.

Yani okumadığı üniversiteden geçiş talebinde bulunuyor.

Yani hukuken “yalan” beyanda bulunuyor.

MUHALİF SAVUNMALARA CEVAPLAR

Gelin hep birlikte yaptıkları savunmalara, sordukları sorulara, sıradan yurdum insanının anlayacağı basitlikte cevap verelim…

Savunma-1:
“Tamam, 1990 yılında YÖK Girne Amerikan Üniversitesini tanımıyor, denkliği yok. Ancak 1993 yılında YÖK artık Girne Amerikan Üniversitesini tanımış. İmamoğlu için kazanılmış müktesep hak doğmuş olur.”

Cevap-1:
“Kazanılmış müktesep hakkın temeli bir hakka dayanır. Hak talebinde bulunan kişinin bu hakkı kazanması için kendi hür iradesiyle oluşturduğu idari işlemin temelinde bir yalan, hile, sahtecilik olmaması gerekir.”

Savunma-2:
“İmamoğlu, müracaat etmiş ve idare hata yapmış. Sonrasında da İmamoğlu mezun olmuş. İdarenin hatası İmamoğlu’nu bağlamaz.”

Cevap-2:
“İdarenin yapmış olduğu hatalı bir işlemin kişiler lehine sonuç doğurabilmesi için kişinin kasıtlı olarak yalan beyanda bulunmaması, hile yapmamış olması ve en önemlisi de iyi niyetli olması gerekir. Okumadığı üniversiteden geçiş talebinde bulunan kişi iyi niyetli olamaz.”

Savunma-3:
“Olayın üzerinden 35 sene geçmiş. Zaman aşımına uğramış. Diploma iptal edilemez.”

Cevap-3:
“Ortada bir suç varsa; soykırım, sistematik işkence gibi suçların haricinde bütün suçlar için kanun, dava ve ceza zaman aşımı sürelerini düzenlemiştir. Ancak idare hukuku açısından liyakate ilişkin düzenleyici işlemlerde bir sahtecilik, yalan beyan söz konusu ise bunun iptali için hiçbir zaman aşımı kuralı yoktur.”

Savunma-4:
“Daha yakın zamanda üniversite yönetimine diplomayı sormuşlar ve yönetim cevabi yazısında diplomanın geçerli olduğunu söylemiş. Bu yazı İmamoğlu lehine hüküm tesis eder.”

Cevap-4:
“Etmez. Çünkü diplomanın kurucu işlemlerinde bizatihi İmamoğlu tarafından gerçeğe aykırı bir beyan söz konusu. İdare hiçbir işlem veya kararıyla yalan beyanla, kötü niyetli bir şekilde elde edilmiş geçersiz/hükümsüz bir belgeyi gerçek kılamaz.”

Yani karar diyor ki:

Yanlış bir idari işlem varsa kişi yararına bir hak ve korunması gereken müesses bir durumun oluşması için,

1- Kişi iyi niyetli olacak,
2- Kişinin gerçek dışı bir beyanı veya hilesi olmayacak,
3- Kişinin gerçek dışı bir beyanı veya hilesi varsa bu durumda yanlış işlemi (olayımızda diplomayı) geri almada süre yoktur.

20 Şubat 2024 yılında 32466 sayı numarası ile Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi 2018/16871 numaralı kararında Danıştay’ın İçtihatları Birleştirme Kararı’na atıfta bulunuyor ve “Abidin Pişgin” başvurusunda “aynı kararı” veriyor.

Evet çok değerli hemşerim Sayın Hikmet Çetin Bey.

Kendimi zat-i alinize bir Hazrolu olarak hatırlatmamın asıl nedenini umarım anlamışsınız.
Zira yılların duayen bir siyasetçisi, Türk siyasi tarihinde belirli bir yerinizin olması, uzun yıllar yapmış olduğunuz hizmetler nedeniyle, günümüzün oldukça itibar kaybetmiş ve iç çekişmelerin siyaset gündemini günden güne meşgul eden, CHP’nin yukarıda gerek Sayın Cahit Karakaş’ın muhtereme refikalarının açıklamalarına ve de gerekse hukuki cihette değerlendirip kamuoyu ile paylaştığınız muvazaalı yatay geçiş konusunda yaptığınız savunma mahiyetindeki açıklama keşke bu topa girmeseydiniz.

Her ne kadar siyasetten farklı düşüncelerde isek de bizi çok üzdünüz.

 

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Haberler İlginizi Çekebilir