Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2024 Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Medya temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Güler, yıl boyunca gerçekleştirilen savunma faaliyetlerini değerlendirerek, terörle mücadelede kaydedilen başarıları paylaştı.
Bakan Güler, 1 Ocak’tan itibaren Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil olmak üzere toplam 2.939 teröristin etkisiz hale getirildiğini, yıl içinde ise 99 teröristin güvenlik güçlerine teslim olduğunu belirtti. Ayrıca, 9 büyük, 59 orta ve 100 binden fazla küçük çaplı operasyon gerçekleştirildiğini söyledi.
“Hudut Güvenliği Sağlamlaştırıldı”
Hudut güvenliğine ilişkin de bilgi veren Güler, teknolojik gelişmelerden yararlanılarak sınır hattında kaçak geçişlere karşı alınan önlemlerin artırıldığını vurguladı. 2024 yılı başından bu yana 93.349 kişinin yasa dışı geçişi engellenirken, 13.551 düzensiz göçmen yakalandı ve kolluk kuvvetlerine teslim edildi.
“Pençe-Kilit Operasyonu Başarıyla Devam Ediyor”
Bakan Güler, Pençe-Kilit Operasyonu kapsamında Zap bölgesinde önemli başarılar elde edildiğini ifade ederek, operasyon süresince 1.136 teröristin etkisiz hale getirildiğini, 3.158 mayın ve el yapımı patlayıcının imha edildiğini, 1.327 mağara ve sığınağın kullanılamaz hale getirildiğini açıkladı.
“Suriye’nin Toprak Bütünlüğünü Destekliyoruz”
Suriye’deki duruma da değinen Bakan Güler, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğini desteklediğini belirterek, PKK/YPG terör örgütlerinin bölgedeki belirsizliklerden faydalanmasına asla izin vermeyeceklerini ifade etti. Güler, Suriye’de kapsayıcı bir anayasa ve serbest seçimlerle kalıcı bir siyasi çözüm sağlanması gerektiğine dikkat çekti.
“2025’e Azim ve Kararlılıkla Hazırlanıyoruz”
Bakan Güler, Türkiye’nin savunma ve güvenlik politikalarının bölgesel ve küresel barış için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “2024, Türkiye ile birlikte olanların kazandığı bir yıl oldu. 2025’te bu başarıları daha da ileri taşıyacağız,” dedi.
Bakan Güler, toplantıda, savunma alanında elde edilen başarıların azim ve kararlılıkla sürdürüleceğinin altını çizdi.
Güler, sözlerini şöyle sürdürdü;
Öte yandan uzun menzilli hava savunma sistemleri (SİPER), füze teknolojileri ve elektronik harp sistemleri gibi kritik savunma sanayi projelerimizde de önemli aşamalar kaydedilmiştir. Türk savunma sanayisinin önemli bir yapıtaşı olarak hayata geçirilmekte olan Çelik Kubbe; kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma silah sistemlerimizin KORKUT, HİSAR-A/HİSAR-O, GÖKDEMİR, SİPER entegre biçimde görev yapmasını sağlayan, günümüzün tehditlerini bertaraf etme kabiliyetine sahip etkili ve katmanlı bir hava savunma mimarisidir. Bu “güvenlik şemsiyesi”ni inşa edecek teknolojik olgunluğa erişmiş durumdayız.
Askeri Fabrikalarımızda, yerli ve milli kaynaklarla modernizasyon, bakım ve onarım faaliyetleri başarıyla yürütülmekte, Fırtına Obüslerimiz üretilmekte, tersanelerimizde, kendi savaş gemilerimiz ve milli denizaltımız tasarlanıp inşa edilmekte, su üstü ve su altı platformlarının bakım ve onarımları gerçekleştirilebilmektedir. Bakanlığımıza bağlı ASFAT, savunma sanayi alanında kritik projeleri başarıyla yürütmektedir. Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketimiz de, sahip olduğu köklü tecrübe ile milli proje ve yatırımlara öncelik vermektedir. Mühimmat üretimini geliştirmek üzere Kırıkkale’de yeni fabrikaların yatırım süreci de başlatılmıştır. Ayrıca savunma ve güvenlik ihtiyaçlarımız doğrultusunda Ağustos ayında Aksaz Tersanemizin açılışını yaparken / Mersin Tersanemizi de hizmete almış bulunuyoruz.
Suriye’de yeni yönetim
“Suriye’deki yeni yönetimle askeri işbirliği olur mu?” sorusunu cevaplayan Bakan Güler, Esad’ı deviren yeni yönetim; ilk açıklamasında tüm hükümet kurumlarına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlara saygı göstereceğini açıkladı. Ayrıca, kimyasal silah tespit etmeleri halinde elde edecekleri bilgileri şeffaf şekilde Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne bildireceklerini özellikle ifade ettiler. Yeni yönetimin yapacaklarını görmek ve onlara bir şans vermek gerektiğini düşünüyoruz. Halihazırda birçok ülke ile Askeri Eğitim ve İş Birliği Anlaşmamız bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteği sağlamaya hazırız.” ifadelerini kullandı.
Güler, sözlerini şöyle sürdürdü;
ABD’nin Suriye’de bugüne kadar belli bir tutumu vardı ancak ortam değişti. Artık herkes istese de istemese de ortaya çıkan gerçekliği kabullenmek zorunda. Nitekim, PKK/YPG’nin ana gelir kaynaklarından biri olan ve petrolün ana bölgesi Deyrizor muhaliflerin kontrolüne geçti. Şu anda PKK/YPG terör örgütü bu gelir kaynağından mahrum kaldı. Zaten TUSAŞ saldırısı sonrası düzenlenen operasyonlarla Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere kaynak sağlayan tesisler vurulmuştu. Örgüt şu anda parasal konuda çok ciddi sıkıntıya girdi. Ayrıca Esad’ı deviren yeni yönetimin vermiş olduğu mesajlara dikkat edersek ülkede kapsayıcı rol oynayacaklarını açık açık ifade ettiler.
Suriye’deki terör örgütünün elebaşı Ferhat Abdi Şahin kendi televizyonuna yaptığı açıklamada “Biz yeni yönetimle anlaşıyoruz. Suriye’de bulunduğumuz alanlarda yeni Suriye bayrağından başka bayrak dalgalandırılmayacak” mesajı verdi. Bu mesaj, terör örgütünün yeni dönemde kendini kurtarmaya yönelik bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor. PKK/YPG terör örgütünün artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına ne Suriye halkının, ne yeni yönetimin ne de bizim müsaade etmemiz söz konusu değildir. Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD’li dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını tekrar değerlendirmelerini bekliyoruz.
“Terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek”
Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek. Bunu hem Suriye’deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz. Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek. Suriye’li olanlar silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak’ta ne de Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle. Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimiz de terör örgütü PKK/YPG’nin baskı ve zulmüne maruz kaldı. PKK/YPG’li teröristler orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin çocuklarını zorla kaçırıyor ve çocuk yaşta silahaltına alıyor. Aileler de bu durumdan rahatsız olduklarından çocuklarını örgütün elinden kurtarmak için başka ülkelere göndermeye çalışıyor. İşte bizim sorunumuz Kürt kardeşlerimize de zulmeden PKK/YPG terör örgütüyledir.
Rusya’nın Suriye’deki durumu
Rusya’nın Suriye’deki birliklerini tam anlamıyla çektiğine yönelik kesin bir emare bulunmadığını belirden Güler, “Bazı gemileri bakım ve değişim kapsamında Rusya’ya götürebilirler. Şu anda oradan ayrılacaklarını sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus yetkili, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda görüştüklerini açıkladı. Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan değişik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye topladı. Bu süreçte onlara gerekli desteği sağlayabileceğimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir talepleri olmadı. Bölgedeki son gelişmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı var. Biz savunma ve güvenlikle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve alınması gereken tüm tedbirleri alıyoruz. Ayrıca, Suriye’den kaçan Beşar Esad’ın hava sahamızı kullandığı iddiaları da doğru değildir. ” diye konuştu.
Güler, Türkiye’nin Suriye’deki mevcudiyetinin, Suriye topraklarının bölünmesine ve bir terör koridorunun oluşturulmasına engel olmak için olduğunu vurguladı.
F-16, Eurofighter alımı
Bakan Güler, Hava Kuvvetlerinin gücünü artırmaya yönelik faaliyetlere ilişkin, şunları aktardı: 40 adet F-16 alımı ile ilgili süreç ve teknik görüşmeler devam ediyor. Eurofighter konusunda da görüşmeler olumlu şekilde sürüyor. Katar’da tatbikata katılan Birleşik Krallığa ait 2 adet Eurofighter, 18 Aralık’ta Ankara’ya gelecek ve uçakları görme fırsatı bulacağız. F-35 konusunda da almak istediğimizi daha önce söylemiştik. F-16 alım sürecindeki olumlu havanın F-35 sürecine de yansıyacağını düşünüyoruz. ABD’de görevi devralacak yeni yönetimle de müttefiklik ruhuna aykırı CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını konuşacağız. S-400 ile ilgili tutumumuzda ise bir değişiklik yoktur.
Teğmenler hakkında yüksek disiplin kurulu süreci
Bakan Güler, MSÜ Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’nde bazı teğmenlerin ve bazı personelin Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK) sevk edilmesine ilişkin, “Teğmenlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Biz olaya en başından itibaren disiplin açısından baktığımızı defalarca ifade ettik. Konu yürürlükten kaldırılan andı okumak veya “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Disiplin soruşturmasında hiçbir teğmene okunan metnin içeriği veya neden “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” dedin, diye soru sorulmadı. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aşamada kesin kanaat belirtmek uygun değil. Hep birlikte sonucu bekleyelim.” dedi.