Almanya’da yüz binlerce kişiye istihdam sağlayan, bilimden mühendisliğe, teknolojiden sağlığa kadar her alanda başarı elde eden Türk toplumu, siyasi ve medya temsiliyetinde aynı başarıyı yakalayamıyor. Bu makalede, güçlü bir Türk lobisinin neden hâlâ kurulamamış olduğunu irdeliyor; medya, STK yapısı ve siyasi katılım eksikliklerini masaya yatırıyor; çözüm önerileriyle kolektif bir vizyon sunuyoruz.
Almanya, yaklaşık üç milyona yakın Türk kökenli nüfusuyla Türkiye dışında en fazla Türk’ün yaşadığı ülke konumunda. 1960’larda işçi göçüyle başlayan bu topluluk, bugün sadece üretim sektöründe değil; hizmet, teknoloji, tıp, hukuk, mimarlık ve akademi gibi üst düzey mesleklerde de güçlü bir varlık göstermektedir. Ancak buna rağmen Türk lobisi, yani Türk toplumunun siyasal ve kamusal çıkarlarını temsil eden etkili bir yapı, Almanya’da hâlâ istenilen seviyeye ulaşabilmiş değildir.
Bu makalede, Almanya’daki Türklerin başarılarına rağmen neden güçlü bir lobiye sahip olamadığı incelenecek ve bu durumun önüne geçmek için hangi adımların atılması gerektiği üzerinde durulacaktır.
Ekonomik ve Mesleki Başarı Gerçeği
Türk kökenli girişimciler Almanya’da büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir. 2024 itibarıyla:
• Yaklaşık 100 binin üzerinde Türk kökenli girişimci, yılda 50 milyar euro ciro üretmekte,
• Bu işletmelerde yaklaşık 400 bin kişi istihdam edilmektedir.
Bunun dışında:
• BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci,
• Büyük otomobil markalarında görev alan Türk tasarımcılar,
• SAP gibi teknoloji devlerinde Türk yöneticiler,
• Hastanelerde başhekimlik yapan doktorlar,
• Çok sayıda mühendis, mimar, hukukçu ve akademisyen,
Türk toplumunun Almanya’da sadece iş gücü değil, aynı zamanda bilgi, beceri ve yenilik üretiminde de etkin olduğunu göstermektedir.
Peki, Neden Güçlü Bir Türk Lobisi Oluşamıyor?
1. Medya Temsiliyetinin Zayıflığı
Türklerin başarıları Alman kamuoyunda genellikle bireysel istisnalar olarak yansıtılmakta, kolektif bir başarı anlatısı oluşturulamamaktadır. Medya, Türk toplumunu çoğunlukla entegrasyon sorunları, suç olayları veya siyasi gerilimler bağlamında ele almaktadır. Bu da toplumun kamuoyundaki algısını tek boyutlu ve olumsuz hâle getirmektedir.
2. Kurumsallaşma Eksikliği
Türk kökenli girişimcilerin önemli bir bölümü küçük ve orta ölçeklidir. Bu işletmelerin çoğunda kurumsal lobi faaliyetleri yürütülecek maddi kaynak, kadro ve stratejik vizyon eksiktir.
3. STK’ların Yetersiz Yapısı
Almanya’daki birçok Türk sivil toplum kuruluşu (STK), hâlen ağırlıklı olarak kültürel veya hemşehri dayanışması odaklıdır. Siyasal karar alma süreçlerine etkili biçimde müdahil olabilecek profesyonel lobi mekanizmalarından yoksundurlar.
4. Siyasi Temsil Düşüklüğü
Türk kökenli nüfusun, Almanya’daki siyasal partilerde ve karar alma mekanizmalarında yeterli temsil gücü bulunmamaktadır. Seçimlere katılım oranları da ortalamanın altındadır. Bu durum, Türk toplumunun taleplerinin politika düzeyinde dikkate alınmasını zorlaştırmaktadır.
5. Toplumsal Özgüven ve Algı Sorunu
Bireysel başarıların toplumla bağının kurulamaması, Türk toplumunun genel özgüvenini zedelemekte, “biz zaten görülmüyoruz” algısı yaratmaktadır. Bu da hem yeni neslin toplumsal meselelerde aktifleşmesini hem de lobiye katılımı zorlaştırmaktadır.
Ne Yapılmalı? – Güçlü Bir Türk Lobisi İçin Öneriler
1. Başarılar Kolektifleştirilmeli
BioNTech örneği gibi başarılar yalnızca bireysel bir övgü olarak değil, Türk toplumunun entelektüel ve girişimci kapasitesini temsil eden örnekler olarak lanse edilmelidir. Belgesel, kitap, kamu spotu gibi araçlarla bu başarıların görünürlüğü artırılmalıdır.
2. STK’lar Profesyonelleşmeli
STK’lar; medya ilişkileri, kamu diplomasisi ve siyasi lobi faaliyetlerinde uzman kadrolar istihdam ederek kurumsallaşmalı. Projelerinde Almanca içerik üretmeli ve Alman kamuoyuna doğrudan ulaşmayı hedeflemelidirler.
3. Siyasi Katılım Artırılmalı
Türk kökenli bireyler, bulundukları bölgelerde siyasi partilere üye olmalı, adaylık süreçlerinde aktif rol almalı ve genç nesillere siyasal bilinç aşılanmalıdır. Bu, karar mekanizmalarındaki etkiyi artıracaktır.
4. Gençlik ve Kadın Odaklı Çalışmalar
Yeni kuşak Türk gençlerinin STK’lara aktif katılımı teşvik edilmelidir. Kadınların sosyal ve siyasal hayatta daha görünür olması, lobi gücünü hem nicelik hem de nitelik açısından artıracaktır.
5. Alman Kamuoyuna Ulaşacak İletişim Stratejileri
Almanya’daki büyük medya organlarıyla ilişkiler geliştirilmeli, Türk toplumunun kültürel ve mesleki katkıları kamuoyuna Almanca anlatılmalıdır. Bu bir algı yönetimi meselesidir ve asla ihmal edilmemelidir.
Almanya’daki Türk toplumu, artık sadece bir “işçi topluluğu” değil; üretime, bilgiye ve entelektüel sermayeye katkı sunan çok boyutlu bir diasporadır. Ancak bu başarıyı lobi gücüne, kamuoyundaki algıya ve siyasi temsil gücüne dönüştürebilmek için ortak bir stratejiye, güçlü STK’lara ve görünür bir kamu iletişimine ihtiyaç vardır.
Yapılması gereken şey, bireysel başarıları toplumsal faydaya dönüştürmek; sadece başarmakla kalmayıp bunu anlatmak ve örgütlemektir.