SON DAKİKA HABERLERİ

HaberManşetlerSon Dakika

Erdoğan: Suriye’nin Bölünmesine Asla İzin Vermeyeceğiz!

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Suriye’nin geleceğine ve Türkiye’nin bölgeye yönelik politikasına dair önemli mesajlar verdi.

“Suriye Halkının Özgürlüğü İçin Yanlarındayız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye halkının on yıllardır süren baskı ve zulüm düzenine karşı verdiği mücadeleyi “asil bir kıyam” olarak nitelendirdi. Şam’ın kurtuluşuyla Baas rejiminin sona erdiğini ifade eden Erdoğan, “Suriye halkı, zifiri karanlık bir dönemden aydınlık bir geleceğe adım atmıştır. DEAŞ ve PKK/PYD gibi terör örgütlerinin kökü kazınana dek Suriye halkının yanındayız.” dedi.

“Suriye Tüm Suriyelilerindir”

Suriye’nin toprak bütünlüğünün önemine dikkat çeken Erdoğan, “Suriye’nin sadece bir grubun değil, tüm inanç ve etnik gruplarıyla Suriyelilerin olduğunu vurguluyoruz. Bölgeyi kana ve ateşe bulamak isteyenlerin oyunlarına karşı sessiz kalmayacağız. Barış ve refah dolu bir Suriye’nin inşası için çalışmaya devam edeceğiz.” açıklamasını yaptı.

“Kardeşlik İmtihanını Alnımızın Akıyla Verdik”

Türkiye’nin Suriye halkına yönelik yardımlarını hatırlatan Erdoğan, yıllarca koruma ve kollama görevini şikayet etmeden yerine getirdiklerini ifade etti. “Suriye halkına ev sahipliği yapmak, bizim kardeşlik imtihanımızdı. Bu süreçte ortaya atılan nefret söylemlerine rağmen milletimiz sağduyusunu korudu ve kardeşlik bağlarını güçlendirdi.” dedi.

“Suriye’nin Bölünmesine İzin Vermeyiz”

Erdoğan, Suriye’nin yeniden bir çatışma alanına dönmesine asla izin vermeyeceklerini belirtti. “Birlik ve bütünlük içinde güçlü bir Suriye’nin kurulması için Türkiye, siyasi ve askeri tüm imkanlarını seferber edecektir. Her türlü kışkırtmaya karşı Suriye halkının özgürlük mücadelesine destek olmaya devam edeceğiz,” dedi.

“Hedefimiz Herkes İçin Güvenlik ve Barış”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki trajedilerden çıkarılan derslerle, güvenlik ve barışın bölge genelinde sağlanması gerektiğini söyledi. “Sadece kendi güvenliğimizi değil, bölgemizin tamamında huzur ve istikrarı tesis etmeyi hedefliyoruz. Suriye halkını gerçekleştirdikleri bu büyük devrimden ötürü kutluyoruz,” değerlendirmesinde bulundu.

“CHP’nin sebebini çok iyi bildiğimiz kışkırtmalarına da eyvallah etmeyeceğiz”

Ülkemizdeki Suriyeli muhacirlerden evlerine dönme hazırlıkları yapanların tıpkı burada olduğu gibi gittikleri yerlerde de hep yanında olacağız. Gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler için gereken kolaylığı sağlarken CHP’nin sebebini çok iyi bildiğimiz kışkırtmalarına da eyvallah etmeyeceğiz.

En son 14-28 Mayıs seçimlerinde nefret söylemlerini körükleyen CHP’nin, Baas rejiminin yıkılmasının getirdiği hırçınlıkla ırkçı nefrete odun taşıma gayretlerinin elbette farkındayız. Kimse kusura bakmasın. Türkiye’nin ve yüce gönüllü Türk milletinin tüm insanlığa örnek olan eşsiz misafirperverliğine üç beş vicdan yoksunu faşistin gölge düşürmesine göz yummayız.

Suriye’nin her anlamda yeniden ayağa kalkması sürecine her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Rabbimden dileğim, Filistinli kardeşlerimizin de en kısa sürede güvenlik ve huzura kavuşmalarıdır.

“AK Parti olarak biz de kendi içimizde önemli bir süreç yaşıyoruz”

Değerli kardeşlerim, AK Parti olarak biz de kendi içimizde önemli bir süreç yaşıyoruz. Büyük kongre hazırlıklarımız çerçevesinde ilçe kongrelerimizi önemli ölçüde tamamladık. İl kongrelerimize de belirlediğimiz takvime uygun şekilde başladık. Büyükşehirlerimizin kongrelerinin tamamına bizzat katılmayı planlıyorum. Diğer il kongrelerimizde ilgili arkadaşlarımızın gözetiminde yürütülüyor. İnşallah şubat ayı içinde tüm il kongrelerimizi tamamlamayı hedefliyoruz.

Malumunuz olduğu üzere Türk siyasi tarihinde AK Parti kadar uzun süre iktidarda kalan bir başka parti yoktur. Bu uzun iktidar dönemi bize hem büyük mesuliyetler yüklüyor hem de beraberinde ciddi yenilenme ihtiyacı getiriyor. Mevlana hazretlerinin o meşhur sözünü bir kez daha hatırlayacak olursak: Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağzım. Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

İşte bizim kongrelerimiz de hem kendi tabanımıza hem milletimize hem dünyaya yeni şeyler söyleme vesilesidir. Dünden çıkardığımız dersler ışığında ama düne de takılıp kalmadan yeni şeyler söyleyeceğimiz kongre sürecimizin partimize yakışır bir şekilde gerçekleştirilmesi çok ama çok önemlidir. Kongrelerimizde gerek görevine devam eden gerek yeni görev üstlenen her bir kardeşimin vazifesi, AK Parti’nin 43-23 yıllık kazanımlarını koruma yanında bunun üzerine yeni katkılar eklemektir.

“Demek ki bir yerde eksik yaptık, bir yerde yanlış yaptık”

Maalesef son dönemde teşkilatımızın milletin farklı kesimleriyle yeteri kadar yakın, etkin ve hasbi ilişki kurmakta zorlandığına ilişkin bazı şikayetler duyuyoruz. Hatta aynı serzeniş genel merkezimiz ve meclis grubumuz için de dile getiriliyor. Son mahalli seçimlerde kazanamadığımız belediyelere baktığımızda bu tespitlerin çok da temelsiz olmadığı anlaşılıyor. Bir defa şunu kabul etmemiz lazım. Son mahalli seçim sonuçları bizi Türkiye sosyolojisine uygun olmayan bir tabloyla karşı karşıya bırakmıştır. Milletimiz bunca hizmetin, bunca mücadelenin ardından sandıkta bize beklediğimiz teveccühü göstermemişse sebebini dışarıda değil elbette kendimizde arayacağız.

Demek ki bir yerde eksik yaptık, bir yerde yanlış yaptık, bir yerde gereken duruşu sergileyemedik. Demek ki milletimizin bizden beklediği yakınlığı onlara gösteremedik. Demek ki vatandaşlarımızın hissiyatını doğru bir şekilde okuyamadık. Kongre süreçlerimizi yeni yönetimlerin oluşması yanında işte bu cesur muhasebenin, işte bu hasbi ve samimi özeleştirinin yapılacağı zeminler haline getirmeliyiz.

“Asla kendi kendimizi kandırmayacağız”

390 bin ilçe delegemizin kanaatlerini aldığımız ortak akıl toplantılarındaki amaçlarımızdan biri de budur. Siyaset kuşkusuz çok yüksek motivasyon gerektiren bir uğraştır. Ama kendi kendini kandırmak değildir. Bunun için biz asla kendi kendimizi kandırmayacağız. Evvela eksiklerimizi, hatalarımızı, zaaflarımızı, zayıf noktalarımızı doğru şekilde tespit edeceğiz. Ardından en isabetli yöntemlerle bunların çözümü yoluna giderek milletimizin gönlündeki yerini tahkime yöneleceğiz.

Ardından en isabetli yöntemlerle bunların çözümü yoluna giderek, milletimizin gönlündeki yerimizi tahkime yöneleceğiz. Kardeşlerim, unutmayınız. Siyaset her şeyden önce gönülleri fethetme işidir. Diğer hususlar bunun arkasından gelir. Merhum Abdurrahim Karakoç üstadımızın bir şiiri bize aynı zamanda siyasetin nasıl yapılması gerektiğini de gösteren bir rehber mahiyetindedir. Şöyle diyor Karakoç: “Gölgesinde otur ama yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara toprak senden incinmesin. Buradayım de ararlarsa, doğru söyle sorarlarsa. Tabutuna sararlarsa bayrak senden incinmesin. Toz konmasın sakın sana, hakkı geçer halkın sana. Gücenmesin yakın sana, uzak senden incinmesin!”

Yaprağı bile incitmeyecek, doğrudan şaşmayacak, halkın hakkına girmeyecek bir siyasetle AK Parti’nin bileğini sahada da sandıkta da bükecek parti tanımıyoruz. Hani fabrika ayarlarına dönmek diye bir kavram var ya. AK Parti’nin fabrika ayarları işte bunlardır. Bu siyaseti eser ve hizmet siyasetiyle taçlandırabilmiş olmamız sayesinde 22 yıldır kesintisiz iktidardayız. Şayet aynı şekilde yolumuza devam etmeyi başarabilirsek nasıl 2023’ü kucaklamak bize nasip olduysa, Türkiye’nin 2053 vizyonunu da 2071 vizyonunu da gerçekleştirme şerefi yine AK Parti’nin olacaktır.

Belki biz göremeyiz ama sürekli yenilenerek büyüyen AK Parti kadrolarının bu davayı daha nice yıllar iktidarda tutacağına doğrusu inanıyorum.

“Milletimizin gündeminde diğer hususlarla birlikte ve hatta onlardan önce ekonomi vardır”

Değerli kardeşlerim, bir yandan küresel ve bölgesel gelişmeleri, diğer yandan partimizin kongre sürecini yakından takip ederken, milletimizin gündemindeki asıl meseleyi asla görmezden gelmiyoruz. Milletimizin gündeminde diğer hususlarla birlikte ve hatta onlardan önce ekonomi vardır. Ekonomik sıkıntılar vardır. Bilindiği gibi Türk ekonomisinin daha öncesinden itibaren maruz kaldığı gizli saldırılar 2018 yılından itibaren aleniyet kazanmıştır.

FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpaslarıyla, 15 Temmuz ihaneti, PKK’nın çukur eylemleri ve sınırlarımıza yönelik tacizleri, DEAŞ kisvesiyle güneyimizde oynanan kanlı oyunlar hep bu süreçte bağlantılıdır. Aynı şekilde Suriye, Libya ve Karabağ’da sahada sergilediğimiz kararlı tutum da aynı sürecin bir parçasıdır. Uluslararası siyasi rekabette bizi esir alamayanlar, ekonomimizi sabote ederek ülkemizi köşeye sıkıştırma stratejisine yöneldiler.

Küresel salgın ve bölgemizdeki çatışmalar gibi konjonktürel gelişmeler bu saldırıların etkilerinin adeta katlanmasına yol açmıştır. Hiç şüphesiz aynı dönemde bizim de bazı eksiklerimiz olabilir ama bunların ortaya çıkan sonuçlarla orantılı olmadığı açıkça ortadadır. Kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programıyla durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Her ne kadar enflasyonu arzu ettiğimiz seviyeye henüz düşürmesek de bu doğrultuda istikrarlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz.

“Şimdi önümüzde sabit gelirlilerle ilgili kritik kararlar var”

Şimdi önümüzde asgari ücret, memur ve emekli maaşları gibi sabit gelirlilerle ilgili kritik kararlar var. Meyvelerini toplamaya başladığımız ekonomi programını bozmayacak şekilde sabit gelirlilerin durumlarını mümkün olan en iyi seviyeye çıkartmayı arzu ediyoruz.

Çünkü bilhassa son yıllarda temel ihtiyaç maddelerinde yaşanan fahiş fiyat artışlarından en olumsuz etkilenen kesim sabit gelirlilerdir. Nüfusumuzun yarısından fazlasını oluşturan bu kesimlerin sıkıntılarına bigane kalmayacağız. Milyonlarca insanımızın yaşadığı refah kaybını durduracak ve telafi edecek bir anlayışla hareket etmek mecburiyetindeyiz. Gelir dağılımındaki bozulmayı tersine çevirecek politikalar uygulayacağız. Hem yatırımcıları hem çalışanları kollayacak, bütün bunlarla birlikte üretimi, istihdamı, ihracatı güçlü tutacağız.

“Vatandaşımızı gözünü para hırsı bürümüş muhterislerin insafına terk etmeyeceğiz”

Döviz kurundaki, enflasyondaki hammadde ve işletme giderlerindeki yükselişle izah edilemeyecek fahiş fiyat artışlarına karşı daha etkin, daha caydırıcı tedbirler alacağız. Vatandaşımızı gözünü para hırsı bürümüş muhterislerin insafına terk etmeyeceğiz. Kamu gelirlerindeki artışlarla ortaya çıkacak kaynağı öncelikle büyük kitlelerin sıkıntılarının çözümü için kullanacağız. Küresel ve bölgesel gelişmelerin ülkemize sağladığı avantajları sadece belirli kesimlerin değil, herkesin hizmetine sunacağız. Bakınız Türkiye kendi doğalgazını buldukça elektrik üretimini kendi kaynaklarıyla sağladıkça vatandaşımızın ödediği faturalardaki destekleri artırdık. Öyle ki düşük tarife elektrik tüketiminin neredeyse 3’te 2’sini kamu olarak biz ödüyoruz. Konutlarda kullanılan doğalgaz faturalarına uyguladığımız ciddi destekler devam ediyor.

Sosyal yardım ağımız fevkalade yaygın ve güçlüdür. Önümüzdeki yıldan itibaren devreye alacağımız politikalarla hayat pahalılığının yol açtığı nispi kayıpları aşama aşama telafi edeceğiz. İnsanımızın sıkıntıları azalmaya başladığında, geleceğine daha güvenle bakmaya başladığında bize olan muhabbetinin yeniden güçlendiğine şahit olacağız. Türkiye’yi bugünkü seviyesine nasıl AK Parti olarak biz getirdiysek inşallah mevcut sorunların çözümünü de biz sağlayacak, ülkemizi mutlaka hedeflerine ulaştıracağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Yaptığınız ve yapacağınız çalışmalar için her birinize teşekkür ediyorum. Genişletilmiş il başkanları toplantımızın tekrar hayırlara vesile olmasını diliyorum.

 

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Haberler İlginizi Çekebilir