Dilek Yıldırım

Tarih: 29.10.2025 20:30

Kalplere Dokunan Hikâyeler

Facebook Twitter Linked-in

Her insanın bir yolculuğu vardır…Kimi sessizce yürür bu yolu, kimi rüzgâr gibi eser geçer. Ama ne şekilde olursa olsun, her adım bizi biz yapar. 

Bu yolculuğun en özel duraklarından biri ise özel eğitimdir — çünkü orada sadece bilgi değil, sevgi, sabır ve kalp emeği vardır.

Özel eğitim, bir çocuğun kendi iç sesini bulduğu, güçlü yanlarını keşfettiği ve zorlukların üstesinden geldiği bir keşif yolculuğudur. İşte bu yolculukta, bazen bir öğretmenin anlattığı kısa bir hikâye, bazen bir anne-babanın içten bir sözü, çocuğun dünyasında yepyeni kapılar aralar.


Çünkü hikâyeler, kalpleri birbirine bağlayan görünmez köprülerdir.

Bir hikâyenin gücü sadece kelimelerinde değil, taşıdığı duygudadır.
Bir çocuk, bir masal dinlerken kendini o kahramanın yerine koyar; düşer, kalkar, yeniden dener. Hikâyelerle birlikte çocuklar, öğrenmenin aslında sadece kitaplardan ibaret olmadığını fark ederler. Bir hikâye, bilgiye duygu katar; bilgiyi kalıcı, duyguyu unutulmaz yapar.

Düşünün…


Bir öğretmenin sesiyle hayat bulan bir hikâye, bir çocuğun gözlerinde nasıl da umutla parlar!
O an sadece bir anlatı değildir o; bir güven, bir sıcaklık, bir “ben de yapabilirim” duygusudur.

 

Çünkü her çocuk kendi hikâyesinin kahramanıdır.


Ve bazen kahramanların sadece biraz ilhama, biraz da inanca ihtiyacı olur.

Hikâyeler, çocuklara sadece hayal kurmayı öğretmez; empati kurmayı, anlamayı, affetmeyi ve sevmeyi de öğretir.


Farklı kültürleri, değerleri ve yaşamları tanıdıkça, dünyaya daha geniş bir pencereden bakarlar. Böylece yargılamaz, anlarlar. 

Korkmaz, merak ederler.


Ve en güzeli de şudur: Her hikâye, çocukların kendi kimliğini bulmasına sessizce yardım eder.

Öğretmenler ve aileler içinse hikâye anlatımı, bir çocuğun kalbine dokunmanın en güzel yoludur.


Birlikte güler, birlikte ağlar, birlikte umut ederler.
Bu paylaşılan anlar, kelimelerin ötesinde bir bağ kurar.
Ve işte o bağ, bir çocuğun geleceğini şekillendiren görünmez bir güçtür.

Unutmayalım…


Bir çocuğun dünyasına girebilmenin yolu, ona büyük laflar etmekten değil, bir hikâyeyi onunla paylaşmaktan geçer.


Bazen bir kitap sayfasında, bazen bir gülümsemede, bazen de sadece “anlat bakalım” demekte saklıdır o sihirli anahtar.

Çünkü hikâyeler, sadece anlatılmaz… hissedilir.

Ve hissettikçe, biz de büyürüz.


Çocuklarla birlikte, kalplerimizle birlikte…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —