Müyesser Doğan

Tarih: 25.09.2025 23:57

Güvenmek mi, sevmek mi?

Facebook Twitter Linked-in

Sevgi çekim gücüdür; bazı insanları birbirine çeker. Sevgi güçtür; sahip olduklarımızı kat kat artırır ve insanlığın kör bencilliklerinin etkisinde nesillerimizin tükenmemesini sağlar. Sevgi için yaşar, sevgi için ölürüz. Sevgi yaratan bir güçtür; yaratıcı da sevgidir.

Eğer E = mc² denklemini kullanarak dünyayı şifalandıran enerjinin, ışık hızının karesi ile sevginin çarpımından elde edildiğini kabul edersek, sevginin en güçlü enerji olduğu sonucuna varırız; çünkü bu enerjinin sınırı yoktur.' (Bu cümleler Einstein’ın kızına yazdığı mektuptan alınma bir düşünceyle paralellik taşıyor.)

Sevginin verdiği güç ve motivasyonu sağlayabilecek bir diğer his korku olabilir; fakat korku sürdürülebilir bir güç değildir. Peki, sadece sevmek yeterli midir? Çok sevdiğiniz ve sadakatle bağlı olduğunuz bireyin güvenilir olması gerekir; çünkü güvenemediğiniz bir insana bağlılığınız ve muhabbetiniz zaman içinde eriyip giden bir hisse dönüşür.

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’nin tespiti çok yerindedir: “Yalnız güvenilir olmak yetmez, güvenebilen bir insanla denk gelmiş olmalısınız.” Burada önemli olan şu: Sevginin yüceliğini simgeleyen ve o sevgiyi bir zırh gibi koruyan güven hissini kaybedecek eylemlere girmek—aldatma ya da partnerinizin karşı cinsle istemeyeceği yakınlıklar—sevilen kişiyi derinden yaralar. Bu eylemler yapıldığında, sevginin zırhı zarar görür; inanç enkaza döner. Affetmek mümkündür, ama beyin ve duygular bu tür travmaları kayıt altına alır ve ileride benzer bir belirtide tetiklenmeye yol açar. Bu, nörobilimsel bir gerçekliktir.

Gizli kapaklı işler yapan kişi, kendi alanında büyük riskler almıştır. Karşı taraf hâlâ seviyor olsa da, bu bilinmezlik içinde görülen soğukluk veya ilgisiz davranışların ardından bilinç kendini korumaya alır. Bir kısmı sevginin gücünden, bir kısmıysa tetiklenen travmadan kaynaklanır; davranışlar bireyin kontrolünün dışında bilinçaltı kaygılara, ataklara dönüşebilir. Peki, telafisi mümkün mü? Evet: Gerçek bir pişmanlık, somut gayret ve tekrar etmeyen davranışlar varsa; affetmek olasıdır. Fakat onarılması gereken şey sadece ilişkinin dışı değil, içsel enkazdır. Mağdur tarafın yeniden inşa edilmesi gerekir; bu sabır ve çoğu zaman profesyonel destek gerektiren bir süreçtir.

Sonuç: Yaptığınız hatalar—ister bir tercih, ister bir sapma olsun—köklü sonuçlar doğurur. Empati kurun. Karşınızdaki kişiye yapılanın ne kadar ağır olduğunu kendinize sorun. Eğer bu davranışı size biri yapsaydı, sizin tepkiniz ne olurdu? Empati hayat kurtarır. Yaşamak güzel şey vesselam...

— Düş Çobanı / Hayal Ustası

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —