Son yıllarda adı giderek daha sık duyulan sentetik bir madde, şu anda iki dünya devinin, ABD ve Çin’in, ekonomik ve diplomatik ilişkilerinde yeni bir gerilim hattı oluşturuyor: Fentanil.
Etki gücü morfinden 100 kat daha fazla olan bu sentetik opioid, başta Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada olmak üzere, dünya genelinde binlerce insanın hayatına mal oldu.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne (CDC) göre, sadece Amerika’da her gün yaklaşık 150 kişi fentanil ve benzeri sentetik opioidler nedeniyle hayatını kaybediyor. Sorunun ulaştığı boyut, ABD için bir “sağlık krizi” olmaktan çıkıp, dünya ticaret dengelerini sarsacak bir diplomatik güç oyununa dönüştü.
Fentanil Nasıl Yayıldı?
Fentanil aslında tıbbi amaçlarla geliştirildi: Kanser hastalarının ve ağır ameliyat hastalarının dayanılmaz ağrılarını hafifletmek için. Ancak yasa dışı kullanımın önüne geçilemedi.
Bugün fentanilin yasa dışı üretimi ve dağıtımında iki ülke öne çıkıyor: Meksika ve Çin.
ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza verilerine göre, 2024 yılında ABD sınırlarında ele geçirilen 3.534 kilogram fentanilin %98’i Meksika sınırında yakalandı. Ancak uzmanlara göre Meksikalı kartellerin bu fentanili üretebilmesi için gereken hammaddeler, büyük oranda Çin merkezli kimya şirketlerinden sağlanıyor.
Bu nedenle, ABD sadece Meksika kartelleriyle değil, onlara kimyasal tedarik sağlayan Çinli şirketlerle de savaş haline girdi.
ABD-Çin Arasında Fentanil Gerginliği
Bu kriz, iki ülke arasındaki zaten gergin olan ilişkileri daha da körükledi.
Bir önceki Donald Trump döneminde, Çin’den ABD’ye gelen fentanil ihracatı bir ulusal tehdit olarak tanımlandı ve Çinli kimya şirketlerine yaptırımlar uygulandı. 2019’da Pekin yönetimi fentanil maddelerinin üretimine ve satışına yönelik yeni düzenlemeler getirerek ABD ile ortak mücadele çabalarına destek olmuş gibi görünse de, sorun tamamen çözülemedi.
Kasım 2023’te San Francisco’da bir araya gelen Şi Cinping ve Joe Biden, “Uyuşurucuyla Mücadele Ortak Çalışma Grubu” kurulması konusunda anlaştı. İlk toplantı yapıldı, ancak görüşmeler uzun süremedi.
Bugün gelinen noktada, fentanil meselesi hem ABD’nin iç siyasi gündeminde hem de çıkabilecek yeni bir ekonomik savaşın potansiyel fitili olarak duruyor.
Gümrük Savaşına Fentanil Gölgesi
Trump, 2024 Nisan’ında 100’den fazla ülkeden yapılan ithalata yeni gümrük tarifeleri getirdi. Bu vergilerin hedefindeki en büyük ülkelerden biri yine Çin’di.
ABD, bazı önemli Çin mallarına %145’e varan ek vergi uygularken, Çin de ABD mallarına %125 vergi getirerek karşılık verdi.
Ancak bu ekonomik savaş sırasında, fentanil konusu sessiz ama etkili bir koz haline geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı’nın “Fentanil Amerika’nın kendi sorunudur” açıklaması, Pekin’in bu kartı stratejik bir baskı aracı olarak kullandığını düşünülmesine neden oldu.
Riskler Büyüyor
ABD ve Kanada gibi ülkelerde fentanil kullanımı patlama yaparken, uzmanlar bu dalganın Avrupa ve hatta Türkiye gibi yeni bölgelere yayılmasından endişe ediyor.
Eğer Çin, fentanil ile mücadelede gevşek davranırsa, sadece Kuzey Amerika değil, dünyanın diğer noktaları da bu sentetik krizden payını alabilir.
Bu nedenle fentanil artık sadece bir “sağlık” meselesi değil; küresel ticaret dengesini, diplomatik ilişkileri ve toplumları tehdit eden yeni nesil bir güvenlik sorunu.
Peki Bundan Sonra Ne Olacak?
– ABD ve Çin, fentanil tedarikini durdurmak için yeni ortak mekanizmalar kurabilir mi?
– Yoksa fentanil, ekonomik savaşın yeni bir cephesi mi olacak?
– Ve en önemlisi, bu sentetik salgın daha ne kadar yayılacak?
Yanıtlar belirsiz, ancak bir şey kesin:
Fentanil savaşı sadece sokaklarda değil, dünyanın en üst diplomasi masalarında da veriliyor.