Doping Medya Reklam
artı5tv youtube reklamı

Salih Altınışık

Bu topluluk, yalnızca yaşadıkları ülkelerin ekonomik ve kültürel yapısında değil; aynı zamanda sosyal yaşam ve siyaset sahnesinde de dikkate değer bir düzeye erişmiş durumda. Ne var ki, bütün bu nitelikli ve nicelikli insan kaynağına rağmen, Yurtdışı Türklerinin anavatanla olan ilişkisi hiçbir zaman hak ettiği derinlikte ele alınmadı.

Uzun yıllar boyunca bu insanlar, kimi zaman “döviz gönderen işçi”, kimi zaman da “politik araç” olarak görüldü. Bir dönem “altın yumurtlayan tavuk” olarak alkışlanan Yurtdışı Türkleri, başka bir dönemde hedeflere ulaşmak için basamak niyetine kullanıldı. Kimileri, kendi vatanlarında dahi “ikinci sınıf vatandaş” muamelesi gördü. Bu tablo, hem Türkiye’nin iç siyaseti hem de dış politika vizyonu açısından tarihî bir kayıptır.

Oysa bugün geldiğimiz noktada tablo değişmiştir. Yurtdışı Türkleri artık yalnızca hatırlanması gereken bir diaspora değil; Türkiye’nin sosyopolitik denkleminin ayrılmaz bir bileşenidir. Avrupa’daki ekonomik başarıları, kurumsal temsil kabiliyetleri ve kültürel dayanışma ağları, onları Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olmaya hazır bir konuma getirmiştir.

Ne var ki, geçmişte yapılan hatalar (özellikle siyaseten dışlanma ve değersizleştirme) toplumsal bir yara bırakmıştır. Bu yara, zamanla bilinçli bir talebe dönüşmüştür: Tanınma, temsil edilme ve karar mekanizmalarında yer alma talebi. Çünkü Yurtdışı Türkleri artık edilgen bir kitle değildir; özneleşen, siyasi bilinç kazanan ve stratejik farkındalığı yüksek bir topluluktur.

Bugün Türkiye, ciddi bir ahlaki ve kurumsal erozyonla yüzleşirken, yurtdışındaki vatandaşlarımız bu sürecin dışında kalmak istemiyor. Aksine, bu yeniden inşa sürecinin aktif unsuru olmayı arzuluyorlar. Bunun en somut adımı ise, yıllardır dile getirilen “Yurtdışı Seçim Bölgesi” talebinin yasal zemine kavuşmasıyla atılacaktır.

Bu düzenleme yalnızca bir seçim reformu değildir. Bu, tarihin adalet terazisinde dengeyi yeniden kurmak anlamına gelir. Çünkü seçme hakkı kadar, seçilme hakkı da demokrasinin asli unsurudurYurtdışında yaşayan milyonlarca vatandaşın temsil gücü, artık sembolik değil, kurumsal bir gerçekliğe dönüşmelidir.

Artık vakit, o vakittir.
Türkiye’nin küresel kimliğini güçlendirecek olan, sınırların ötesindeki Türklerin birikimi, vizyonu ve cesaretidirOnları gerçek anlamda siyasetin, kararın ve geleceğin merkezine taşımak; sadece bir hak değil, tarihî bir sorumluluktur.

 


Yorum Yazın

Yeni Dönemin Aktörleri

Avrupa’ya yönelik göçün üzerinden tam altmış dört yıl geçti. Bugün, 2025 yılı itibarıyla, artık dördüncü nesil Yurtdışı Türklerinden söz ediyoruz.

25.10.2025 00:32:00

artı5tv youtube reklamı