Salih Altınışık

İsrail'in hedef gözetmeksizin sürdürdüğü saldırılar, binlerce masum canı aramızdan aldı, şehirleri harabeye çevirdi ve milyonlarca insanı temel yaşam haklarından mahrum bıraktı.

Bu süreçte, dünya kamuoyu şaşkınlık ve dehşet içinde bu vahşeti izlerken, Güney Afrika gibi bazı ülkeler hukukun üstünlüğünü savunarak Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı soykırım davası açma cesaretini gösterdi.

Ancak ne yazık ki, İslam ülkeleri ve Avrupa'daki Müslüman topluluklar cephesinden beklenen güçlü ve birleşik tepki, uzun bir süre boyunca gecikmeli ve cılız kaldı.

Gecikmiş Bir Çığlık: Avrupa'daki Müslüman Toplulukların Tepkisi

Tam 641 gün sonra, yani 9 Temmuz 2025 tarihinde, Avrupa'daki İslam dini camialar Brüksel'de ortak bir basın toplantısı düzenleyerek Gazze'deki duruma tepki gösterdi. Bu gecikmeli tepki, derin bir hayal kırıklığı ve acı verici bir ironi barındırıyor.

Zira bu basın toplantısı, 57.680'den fazla canın yitirildiği, yüz binlerce insanın evsiz kaldığı ve bölgenin insani bir felaketin eşiğine geldiği bir tablonun ardından geldi.

Böylesi kitlesel bir yıkımın ardından dile getirilen tepkilerin, acının ve kaybın bu denli büyüdüğü bir noktada ne kadar anlam ifade ettiği sorgulanmalıdır.

"Tepkiler zamanında yapılırsa etkili olur. Zamansız tepkinin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur" sözü, bu acı gerçeği çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

İslam Ülkelerinin Sorumluluğu ve Sınavı

Gazze'deki insani kriz karşısında, bireysel kınamalar dışında elle tutulur herhangi bir tepki göstermeyen İslam ülkelerinin durumu da benzer şekilde eleştiriye açıktır.

Bölgedeki siyasi ve ekonomik güç dengeleri ne olursa olsun, ortak bir İslam vicdanı ve dayanışması ruhuyla hareket edilmesi beklenirdi.

Ancak maalesef, çoğu İslam ülkesi, diplomatik söylemlerin ötesine geçemeyerek, Gazze halkının yanında durma konusunda sınıfta kalmıştır. Bu durum, sadece Gazze'ye karşı değil, aynı zamanda küresel düzeyde adaletsizliklere karşı duruş sergileme yeteneği konusunda da ciddi soru işaretleri doğurmaktadır.

Etkin Tepkinin Zamanlaması ve Önemi

Tepkinin gücü, sadece içeriğiyle değil, aynı zamanda zamanlamasıyla da doğrudan ilişkilidir.

Bir haksızlık karşısında anında, güçlü ve organize bir şekilde verilen tepki, hem mağdurlara umut verir hem de failleri caydırabilir.

Ne var ki, Gazze'deki vahşetin boyutları her geçen gün artarken, İslam dünyasının ve Avrupa'daki Müslüman toplulukların gösterdiği gecikmeli ve parça parça tepkiler, bu trajedinin önlenmesinde veya hafifletilmesinde yeterince etkili olamadı.

Bu durum, uluslararası arenada İslam dünyasının ve Müslüman toplulukların siyasi ağırlığını ve moral otoritesini sorgulatır hale getirmiştir.

Geleceğe Yönelik Dersler

Gazze'de yaşananlar, sadece bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın vicdanını kanatan bir yara olmuştur. Bu süreçte yaşananlar, bize önemli dersler sunmaktadır:

• Zamanında Tepkinin Hayati Önemi: Herhangi bir zulme karşı durmak için doğru zaman, zulmün başladığı andır. Gecikmiş tepkiler, trajedinin boyutunu değiştirmekte yetersiz kalır.
• Birlik ve Organizasyonun Gücü: Dağınık ve bireysel tepkiler yerine, birleşik ve organize bir duruş sergilemek, uluslararası kamuoyunda daha fazla etki yaratır.
• Siyasi ve Ahlaki Sorumluluk: Özellikle İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar, dini ve ahlaki sorumluluklarının bir gereği olarak, mazlumların yanında durma ve adaleti savunma konusunda daha aktif ve belirleyici bir rol üstlenmelidir.

Sonuç olarak, Gazze'de yaşanan katliamlar ve buna karşı gösterilen gecikmiş tepkiler, bizlere çok acı bir ders vermiştir. Bu ders, sadece Gazze için değil, gelecekte yaşanabilecek benzer insani krizler için de bir uyarı niteliğindedir.

Sessizliğin ve gecikmenin yıkıcı sonuçları, bir kez daha tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmiştir.

Artık ders çıkarmanın ve gelecekte benzer hatalara düşmemek adına daha aktif, daha cesur ve daha birleşik bir duruş sergilemenin zamanıdır. Aksi takdirde, vicdanımızdaki bu kanayan yara, nesiller boyu iyileşmeyecek bir utanç kaynağı olarak kalacaktır.

 


Sessizliğin Yıkımı: Gazze İçin Geç Gelen Feryat

7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşanan katliamlar, insanlığın vicdanında derin yaralar açmaya devam ediyor.

11.07.2025 10:45:00