Salih Altınışık

Tarih: 27.06.2025 05:14

Özgür Özel'in Rotası: Nereye Gidiyor Bu Geminin Kaptanı?

Facebook Twitter Linked-in

CHP Genel Başkanı'nın sergilediği tutum, ister istemez akıllara şu soruyu getiriyor:

Bu geminin kaptanı nereye gidiyor?

Şikayetler Şelalesi: Washington'dan Brüksel'e Türkiye Turu

Özgür Özel, göreve geldiği günden bu yana, uluslararası platformlarda Türkiye'yi şikayet etme pratiğini adeta bir siyaset ilkesi haline getirdi. Önce İngiltere, yetmedi Amerika, o da yetmedi Avrupa Birliği...

Nereye bir diplomatik yolculuk yapsa, arkasından Türkiye'nin iç meselelerini, hükümeti ve hatta ülkenin genel durumunu uluslararası arenada karalamaya yönelik söylemler duyuyoruz. Bu, kimileri için "uluslararası destek arayışı" gibi gösterilse de, esasında Türkiye'nin iç işlerini dış müdahaleye açmak anlamına geliyor.

Bir ülkenin ana muhalefet liderinin, kendi devletini yabancı başkentlerde şikayet etmesi, diplomatik teamüllere de, milli menfaatlere de ne kadar uygun, bu sorgulanması gereken bir durum.

30 Haziran Öncesi Perde Arkası ve İmamoğlu Gölgesi

Özel'in bu tuhaf "şikayet" rutini, özellikle 30 Haziran öncesi yaşananlarla birleşince, kafalarda daha büyük soru işaretleri oluşturuyor. Metinde de belirtildiği gibi, "tam bir zihniyetin kuklası şeklinde hareket ettiği" iddiaları hiç de yabana atılır gibi değil.

CHP'deki kongre süreci ve Özel'in genel başkan seçilişi, hala hafızalarımızda taze. O günlerde konuşulanlar, Ekrem İmamoğlu'nun gölgesinin ne denli büyük olduğu ve Özel'in aslında onun bir "sözcüsü" olarak konumlandırıldığı yönündeydi. Şimdi bu iddiaların pekiştiğini görmek, CHP içindeki dengelerin ve parti içi demokrasinin ne denli şaibeli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Kendi Partisiyle Barışık Olmayan Bir Lider: Marjinalleşme mi Kaçınılmaz?

En trajikomik olanı ise, Özgür Özel'in sadece Türkiye ile değil, kendi partisi CHP ile de barışık olmayan bir siyasi figür olarak öne çıkması. Parti içindeki huzursuzluklar, farklı grupların tepkileri ve genel başkanın sergilediği tutum, CHP'nin bir iç kargaşa yaşadığını açıkça gösteriyor.

Bir siyasi partinin liderinin, hem ülkesiyle hem de kendi partisiyle uyum içinde olmaması, o partinin geleceği adına ciddi endişeler doğurur.

Bu gidişat, CHP'nin hızla marjinalleşme riskini beraberinde getiriyor. Kendi iç dinamikleriyle boğuşan, dışarıya sürekli şikayet eden ve halkın gerçek sorunlarından uzaklaşan bir siyaset anlayışı, kitlelerin desteğini kaybetmeye mahkumdur.

Halk, çözüm bekler, vizyon bekler, birlik ve beraberlik bekler.

Eğer bu tablo değişmezse, CHP'nin ana akım siyasetten koparak, sadece küçük bir kesimin temsilcisi haline gelmesi kaçınılmaz olabilir.

Türkiye siyasetinin bu dönemecinde, Özgür Özel'in tercih ettiği yol, hem kendisi hem de temsil ettiği parti için oldukça kritik.

Bu geminin rotası nereye çevrildi?

Kaptan, bu fırtınalı denizde gemiyi limana mı çıkaracak, yoksa kayalıklara mı sürükleyecek? Yakın zamanda hep birlikte göreceğiz.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —