Doping Medya Reklam
artı5tv youtube reklamı

Müyesser Doğan

Çoğumuzun sohbet ve muhabbet anlayışları, orada bulunmayan bir başkasının özel hayatını ve kararlarını eleştirmek üzerine kurulu. Ne ilkel bir tutum… Ne kadar âmiyâne ve bayağı bir sosyal zeka seviyesidir bu. Oysa hüsn-ü zan inancımızda ibadettendir; suizan ise ağır bir kusurdur. Etik olarak da doğru olmayan bu davranışlar, kendi nefsini kontrol edemeyecek kadar zayıf mizaçlı insanların zafiyetleri değil midir?

Kezâ, bu bireysel bir tutum gibi görünse de toplumsal huzursuzluğun dinamiti gibidir. Bu sebepledir ki İslâm ahlâkı ve inancı bu davranış biçimlerini, Hucurât Suresi 12. ayette bahsi geçen;

“Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tabii ki bundan tiksinirsiniz.”

ifadesiyle keskin ve net bir şekilde reddetmiştir.

İnancımızdaki maksat insandır. Din insan içindir. Yaşam hakkı insan içindir. Sanat dahi insan içindir. Merkezde insan vardır. Kutsallaştırılmış bir yaratılış… Tebessüm sadakadır. Selam vermek sünnet, almak farzdır. Düşünün ki selam vermek tercih edilen bir eylemse, onu almak gönül kırgınlığını önlemek adına zaruri bir ibadete dönüşmüştür. Buradaki ince nüans, selam verenin selamını almamak suretiyle gönül incitmemeyi emreder.

Ez cümle; insanın varoluş değerini ezecek, kişinin kendini değersiz hissettirecek her ifade tarzı inanca uzak iken, gıybet denilen o kara batak ne kadar incitici bir davranış biçimidir. Toplumların bireysel iletişiminin kalbine pimini çekilmiş bir bomba bırakmak gibidir. Kırılanlar, dökülenler… Velhâsıl, güvenin ve samimiyetin atardamarını kesmek gibi.

Hem zaten kendini yetiştirmiş bir birey buna tevessül etmez. Zira onun tek muhabbeti ilimdir, felsefedir, sanattır, bilimdir. Konuşacak o kadar çok kıymetli meselesi vardır ki… Gıybet yahut halk diliyle dedikodu; kendini yetiştiremeyen, özgüvensiz insanın davranış biçimi, hatta sosyal zeka seviyesidir.

Ahlâk, bedensel bir olgudan daha çok karakter tesettürü ve duruşuyla alakalıdır. Gelişen ve kendisiyle yarışan bir birey, başkalarının hayatlarını konuşmaz; önyargılarda boğulmaz. Bilir ki hayat, insanlara her an her şeyi yaşatabilir. Çok kıymetli bir ifade de şudur:

“Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.”

Bazen bir atasözü, tüm bilgi birikimlerinin özetidir:
 “Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma.”

Tüm psikolojinin temel yasası bu olsun.

Kendinizin hatalarını konuşun. Daha iyi olmanın yollarını arayın. Yapacaksanız kendinizle yarışın, kendinizi geliştirin. Küsün, tekrar kendinizle barışmanın yollarını bulun.

Ve unutmayın: En çok kendimiz haysiyetli bir yaşamı hak ediyoruz.
Bunu kimse bize armağan etmeyecek; bunu kendimiz başaracağız.
Mazeret yok. Aksiyon var.

Yaşamak güzel şey, vesselâm.

Düş Çobanı
Müyesser DOĞAN


Yorum Yazın

Muhabbeti gıybetle kirletmek mi?

Haydi gelin! Benim perspektifinden bakalım..

11.11.2025 13:39:00

artı5tv youtube reklamı