Dengeler aynı, ama tablo değişiyor
Eyalet genelinde büyük partiler arasında radikal bir değişim beklenmiyor. CDU güçlü, SPD toparlanma arayışında, Yeşiller istikrarını koruyor. Ama göçmen kökenli seçmenler, özellikle entegrasyon konseyleri ve belediye meclislerinde artık daha görünür.
Çifte vatandaşlığın etkisi
2024’te yürürlüğe giren yeni vatandaşlık yasası çifte vatandaşlığın önünü açtı, bekleme sürelerini kısalttı. Bu, Türk kökenli seçmenlerin siyasete katılımını kolaylaştırdı. Artık sandığa giden göçmen sayısı arttıkça yerel siyasetin dili de değişiyor.
Duisburg sahnesi: DAL-WGD ve ABI
Duisburg’ta iki liste öne çıkıyor:
DAL-WGD’nin görünürlüğü daha yüksek. Ancak ABI, örgütlendiği bölgelerde sürpriz yapabilir.
Meclis hesapları
2020’de Duisburg meclisi 102 üyeye çıkmıştı. O yıl yaklaşık %1 oy bir sandalye etti. Bu seçimde sayı ~72’de kalırsa bir sandalye için %1,4 oy gerekecek.
Duisburg’ta 45 bin civarı Türk seçmen var. Sandığa katılımı artırabilirlerse, bu sayı mecliste grupları 8–10’a kadar yükseltebilir. Bu durumda göçmen listeleri artık sembolik değil, yapısal bir güç olur.
Ana akım partiler de oyunda
Unutmayalım: Göçmen kökenli adaylar yalnızca bağımsız listelerde değil. CDU’dan SPD’ye, Yeşiller’den Sol Parti’ye kadar birçok parti, listelerinde Türk ve göçmen adaylara yer verdi. Bu da seçmenlere daha geniş bir tercih alanı sunuyor.
NRW seçimleri eyalet genelinde büyük partilerin çekişmesiyle şekillenecek. Ama Duisburg’ta göçmen oyları sandığın asıl belirleyeni olabilir. DAL-WGD ve ABI gibi listeler, göçmenlerin siyasetteki yükselişinin işareti.
Demokratik olgunluk içinde geçmesini diliyorum. Türk kökenli adayların başarısı, yalnızca göçmen toplumu için değil, tüm Duisburg ve NRW için yeni çözümler üretmenin de anahtarı olabilir.