Gıdanın, sadece insanların karnını doyurmadığı; aynı zamanda ülkelerin kaderlerini belirlediği bir çağdayız.
Ve Çin’in devasa gıda stokları, artık sadece bir güvenlik önlemi değil — bir küresel güç aracı haline geliyor.
Dünyanın diğer büyük oyuncuları bu tabloyu izlemekle yetinmiyor.
Özellikle ABD ve Avrupa Birliği, sessizce ama giderek daha sert bir alarm veriyor:
"Bir sessiz savaş başladı, üstelik silahsız."
Amerikan Raporları: "Çin, Küresel Gıda Dengelerini Bozuyor"
2024'ün başlarında ABD Tarım Bakanlığı (USDA), nadir görülen sertlikte bir rapor yayımladı.
Başlık açık ve sarsıcıydı:
"Küresel Gıda Güvenliğinde Dengesizlik: Çin'in Artan Rolü."
Raporda şu ifadeler dikkat çekiyordu:
Başka bir deyişle:
Çin sadece kendi açlığını değil, dünyanın da açlığını yönetebilecek bir pozisyona ilerliyor.
Washington için bu durum, klasik ticaret savaşlarının çok ötesinde, gıda üzerinden yürütülen yeni nesil bir jeopolitik savaşın sinyallerini veriyor.
Avrupa'nın Gizli Alarmı: "Gıda, Yeni Enerji Krizi Olacak"
Benzer kaygılar Brüksel koridorlarında da konuşuluyor.
Avrupa Komisyonu'nun gizli bir iç raporunda (Şubat 2024) şu dikkat çekici değerlendirme yapıldı:
"Çin’in gıda rezerv stratejisi, enerji krizinde Rusya'nın oynadığı role benzer bir etki yaratabilir.
Küresel tahıl ve pirinç piyasalarında şok dalgaları beklenmelidir."
Yani:
Tıpkı Rusya'nın doğalgazı Avrupa'ya karşı bir silah gibi kullanması gibi,
Çin de yarın, pirinci ve buğdayı bir siyasi koz haline getirebilir.
Özellikle Almanya ve Fransa, Afrika ve Güney Asya ülkelerine yönelik Çin destekli "gıda yardımı" anlaşmalarını kaygıyla izliyor.
Çünkü bu anlaşmalar, Çin’e sadece tarım piyasasında değil, siyasi nüfuz alanlarında da büyük bir kapı açıyor.
Gıda Diplomasisi: Sofrada Başlayan Hakimiyet
Çin'in sessiz stratejisi, klasik diplomasiden çok farklı işliyor:
Toplantı salonlarında değil, pazar yerlerinde, limanlarda, silosunda pirinç bekleyen köylerde kuruluyor.
Örneğin:
Bu "gıda diplomasisi", klasik para ve silah diplomasisinden daha sessiz — ama etkisi daha kalıcı.
ABD ve AB Ne Yapacak?
Şu anda ABD ve Avrupa, birkaç adım geriden geliyor:
Ama Çin çoktan geniş bir saha avantajı yakaladı.
Ve küresel ekonomik dalgalanmalar arttıkça, gıda üzerinden sağlanan diplomatik baskı daha da etkili olacak gibi görünüyor.
Hikâyenin İkinci Perdesi
Bir zamanlar savaşlar, açık meydanlarda yapılırdı.
Sonra diplomasi ve ticaret geldi.
Şimdi ise sofralardaki her lokma, dünya güç haritasını yeniden çizer hale geliyor.
Ve bu kez, savaş toprağın üzerinde değil — toprağın altında, depolarda veriliyor.
Peki, bu "sessiz gıda savaşı", gerçekten küresel bir açlık dalgasının habercisi mi?
Ve dünya bu yeni savaşta tarafını nasıl seçecek?
(Devam edecek: 3. Bölüm - Küresel Riskler: Açlık, Enflasyon ve Yeni Göç Dalgalanması)