Şakir Kurter

Gazze…
Adını söylerken bile insanın dili acıyor.
 O harflerin içinde bir halkın kırılmış kemikleri, göçük altında kalmış duaları var.
 Her bomba bir çocuğun hayalini, her kurşun bir annenin kalbini deliyor.
Ama dünya sessiz…
 Zira ses çıkaranların dili diplomatik, yüreği plastik.

İsrail, “vaadedilmiş” dedikleri topraklarda, sanki Tanrı adına hüküm kesiyor.
 Toprağın vaadi mi olur? Toprağın tanığı olur…
 Ve o topraklar şu an, çocukların kanına tanıklık ediyor.
 Binlerce yıllık bir metni, çağdaş bir mezarlığa dönüştürenler, inancı bir silah gibi kuşanıyor.
Soru şu:
 İnanç mı emrediyor bu zulmü, yoksa inanç mı rehin alınıyor kudretin önünde?

Ama Gazze yalnız değil.
 Çünkü mazlumluk artık evrensel bir kimlik,
Bir halkın değil, çağın sıfatı.
 Dünyanın her köşesinde, güç sahipleri, umutla yaşayanların damarını bulup, oraya zehir zerk ediyor.
 Duygularımızı kullanıyorlar, inançlarımızı pazarlıyorlar, korkularımızla sistem inşa ediyorlar.
Ve biz, ekran başında olanı izliyor, ama olmayanı anlamıyoruz:
 Vicdanımız çökmüş durumda.
 Kimin toprağı, hangi bayrak, neyin bekası?

Ben artık siyasetten bir şey beklemiyorum.
 Siyaset, kelimelerin anlamını yitirdiği yerde, suskunların yüzüne atılan tokattır.
 Oysa biz bir tokat değil, bir merhamet arıyoruz.
 Bir eşitlik, bir adalet, bir gelir değil… önce bir göz teması arıyoruz.
 İnsan, insana bakmalı yeniden.
Yabancı değil, düşman değil, rakip değil… sadece insan olarak.

Ne yazık ki çocukların canı üzerinden iktidar kuranlar, aynı çocukların geleceğini yok ediyor.
 Bir şehir değil sadece yıkılan;
Ahlak yıkılıyor, hukuk yıkılıyor, insanlık yerle bir oluyor.

Ve biz susarsak, sıranın bize gelmesini beklemekten başka bir şey yapmıyoruz.

O yüzden buradan çağırıyorum:
 Bir inancın değil, bir halkın hayatta kalmasından yana olun.
 Bir ülkenin değil, insanlığın tarafında durun.
 Siyasetin değil, vicdanın sesini dinleyin.

Çünkü bir gün, şu cümleyi hep birlikte kuracağız:
 “Adalet susunca, dünya karardı.”

 


Gazze’nin Susturulan Kalbi ve Vicdanın Enkazı

Gazze… Adını söylerken bile insanın dili acıyor. O harflerin içinde bir halkın kırılmış kemikleri, göçük altında kalmış duaları var. Her bomba bir çocuğun hayalini, her kurşun bir annenin kalbini deliyor. Ama dünya sessiz…

13.06.2025 00:19:00