Doping Medya Reklam
artı5tv youtube reklamı

Salih Altınışık

Defalarca vurguladım: Bu akıl asla tek cepheden ilerlemez; zihinleri, ilişkileri ve dengeleri aynı anda kuşatarak hareket eder.

Bugün Kazakistan’ın “İbrahim Anlaşmaları” sürecine dahil olacağı yönündeki haberler, bu çok boyutlu planın yeni sahnesidir. Kısa süre önce Avrupa Hahamlar Konferansı’nın Azerbaycan’da yapılacağının açıklanması, ardından gelen tepkilerle iptal edilmesi, aslında bölge halklarının sezgisel direncini göstermişti. Ancak aynı oyun şimdi farklı bir senaryo, farklı bir aktör üzerinden yeniden sahneleniyor.

Kazakistan’ın bu sürece dahil edilmesi, yüzeyde bir diplomatik jest gibi sunulsa da, derin planda Türkiye’nin son yıllarda inşa ettiği bağımsız ve yerli dış politika hattına karşı bir jeopolitik manevradır. Bu adım, Türk-İslam dünyasında İsrail’e karşı yükselen toplumsal tepkiyi yumuşatma, “normalleşme” adı altında Siyonist akla meşruiyet kazandırma girişimidir.

İsrail, Gazze’deki yıkımın ve insanlık dışı görüntülerin ardından, artık askeri değil psikopolitik bir strateji izlemektedir. Bu strateji, doğrudan çatışmak yerine, algı mühendisliği ve diplomatik kuşatma yoluyla bölgesel vicdanı aşındırmayı hedefliyor. İbrahim Anlaşmaları, bu sürecin en sofistike aracıdır: savaşın yerini söylem, işgalin yerini diplomasi almıştır.

Bu nedenle, Kazakistan’ın adı bu tabloda sadece bir devlet olarak değil, bir bilinç hattının kırılma noktası olarak okunmalıdır.

Türk dünyasının kalbinde atılacak her adım, aynı zamanda Türkiye’nin etki alanını dengeleme veya daraltma girişimi anlamına gelir. Bu, klasik bir satranç hamlesidir; amaç, merkeze saldırmadan çevreyi kuşatmaktır.

Ancak tarih bize gösteriyor ki, bu coğrafyada hiçbir strateji, halkların adalet duygusunu yenememiştir.

Türkiye’nin merkezinde durduğu bu vicdani ve tarihî duruş, sadece bir dış politika tercihi değil, medeniyet eksenli bir iddiadır.

Bugün tartışmamız gereken, bir ülkenin bir anlaşmaya imza atıp atmadığı değil; bu coğrafyada kimin hangi değerler cephesinde konumlandığıdır.

Siyonist akıl duvarı kırmak isteyebilir, fakat unutmamalıdır: Bu duvar, betonla değil, inançla ve tarih bilinciyle örülmüştür.

 


Yorum Yazın

Duvarı Kırma Hamlesi!

Uzun zamandır bu köşede, Siyonist aklın bölgesel stratejilerini, Orta Doğu’dan Orta Asya’ya uzanan çok katmanlı oyunlarını analiz ediyorum.

7.11.2025 01:42:00

artı5tv youtube reklamı