Dünya, pandeminin ve iklim krizinin açtığı yaraları sarmaya çalışırken, bir ülke sessizce kendi cephesini kuruyor: Çin.
Son beş yıldır, neredeyse fark edilmeden yürüttüğü bir stratejiyle, dünyanın tahıl, mısır, pirinç ve buğday stoklarının yarısından fazlasını kendi kasalarına topladı.
Bu veri, sadece bir ticaret haberi değil.
Bu, gıda üzerinden kurulan yeni bir küresel hegemonya oyununun ilk adımı.
ABD Tarım Bakanlığı (USDA) ve Dünya Ticaret Örgütü'nün (WTO) raporlarına göre, 2024 itibarıyla Çin:
Dünya ekonomisi pandeminin ardından toparlanmaya çalışırken, Çin bu stok hareketlerini o kadar dikkatli yürüttü ki, birçok ülke gerçek durumu ancak fiyatlar yükselmeye başlayınca fark etti.
Çin'in bu sessiz biriktirme planının arkasında birkaç temel kaygı var:
ABD'li uzmanlara göre Çin’in bu hamlesi, sadece kendi güvenliğini sağlama amacı taşımıyor.
Aynı zamanda fiyat kontrolü ve arz manipülasyonu gibi etkiler yaratacak kadar büyük.
Örneğin:
Petrol savaşlarının çağında büyüyen dünya, şimdi belki de ilk kez gıda savaşlarının eşiğinde.
Avrupa Komisyonu ise 2024 başında gizli bir raporda, "küresel gıda arzında Çin etkisinin yaratacağı yapısal dalgalanmalara" dikkat çekti.
Fakat alınan önlemler henüz çok zayıf.
Çin çoktan pozisyonunu aldı.
Dünya ise hâlâ hamle sırasını bekliyor gibi.
Ve bu yeni savaşın perdesi, Çin’in dev gıda rezervlerinde çoktan aralandı.
Peki, Çin, gerçekten sadece kendini mi koruyor?
Yoksa dünyayı sessiz bir açlık kıskacına mı sürüklüyor?
Bu sorunun cevabını bulmak için, şimdi perdeyi biraz daha aralayıp, ABD ve Avrupa'nın yükselen endişelerine bakacağız...
(Devam edecek: 2. Bölüm - Gıda Savaşları Başlıyor mu? ABD ve AB'nin Endişeleri)