Muhammed Al

Türkiye siyasetinde sosyal demokrat çizginin temsilcisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bugünlerde tarihinin belki de en derin krizlerinden birini yaşıyor. 2023 seçimlerinin ardından liderlik değişimi, parti içi hizipleşmeler, Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel etrafında şekillenen yeni yapılanma arayışları derken CHP bir yol ayrımına daha gelmiş durumda.

SPD Örneği: İstikrarın ve Katılımın Yolu

Tam da bu noktada gözlerimizi Almanya’ya çevirdiğimizde dikkat çekici bir tabloyla karşılaşıyoruz. Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), yeni eş başkanları Lars Klingbeil ve Bärbel Bas’ı büyük oy oranlarıyla seçti. Klingbeil %64, Bas ise %95 oy aldı. Parti içi uzlaşı ve demokratik temsil açısından son derece güçlü bir mesaj verildi.

SPD, uzun süredir eş başkanlık sistemiyle yönetiliyor ve bu modelin parti içi dengeyi sağlamak, farklı siyasi çizgileri aynı çatı altında tutmak konusunda başarılı olduğu açık. Lars Klingbeil, Olaf Scholz hükümeti döneminde de SPD eş başkanı olarak görev yapmış, parti içi uyumun sağlanmasında kilit rol oynamıştı. Bärbel Bas ise Federal Meclis Başkanlığı gibi üst düzey bir görevden geliyor. Yani, partiyi yönetecek kadroların hem kurumsal deneyimi var hem de tabanda karşılığı.

Türkiye’de de Örneği Var: DEM Partisi

Eş başkanlık modeli Türkiye’de büsbütün yabancı değil. DEM Partisi (eski adıyla HDP), uzun süredir bu sistemle yönetiliyor. Hem kadın-erkek eşitliği açısından bir sembol hem de demokratik temsil açısından bir araç olarak kullanılan bu model, Türkiye siyasal pratiğinde uygulanabilirliğini kanıtlamış durumda.

CHP’de Neden Olmasın?

CHP içinde şu anda yaşanan İmamoğlu-Özel gerilimi, partinin bir bölünme eşiğine geldiğini gösteriyor. 30 Haziran’da yapılması beklenen kritik toplantılar öncesi “Ekim Partisi” iddiaları kulisleri ısıtmış durumda. Halbuki böylesi bir kamplaşma yerine, Almanya’daki SPD modeline benzer şekilde eş başkanlık sistemi önerilse, bu kriz yapıcı bir çözüme evrilebilir.

Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel gibi iki güçlü figürün aynı anda partiyi yönetmesi; hem tabanda birlik sağlar hem de kadro çatışmasını önler. Bu sayede ne İmamoğlu hareketi partiden ayrılmak zorunda kalır ne de mevcut yönetim “tek adam” suçlamalarına maruz kalır.

Kılıçdaroğlu Kanadı Bu Modele Açık mı?

Elbette böyle bir çözüm için partinin gelenekçi kanadının da bu fikre sıcak bakması gerekir. Ama geçmişte Kılıçdaroğlu’nun Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi muhafazakâr kökenli siyasetçilerin fikirlerinden faydalandığını göz önünde bulundurursak, Almanya’dan gelen yapıcı bir önerinin de reddedilmemesi gerekir. Hem ideolojik hem yöntemsel olarak artık dünyadaki örneklerden öğrenmeye açık olmak gerekiyor.

Baaslaşma Tehlikesi ve Demokratik Alarm

Ancak bir diğer önemli uyarıyı da yapmak gerekir: CHP, iç demokrasiyi daha da budayan, katı bir liderlik yapısına bürünürse Suriye’deki Baas Partisi gibi otoriter bir yapıya dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Bugün parti içi muhalefeti dışlayarak ilerleyen her yapı, uzun vadede çürümeye mahkûmdur.

İlkesel Farklar: SPD ile CHP Aynı Değil

Ne yazık ki Türkiye’deki sosyal demokratlar, ne kurumsal gelenek, ne kadro kalitesi, ne de ahlaki tutarlılık açısından Almanya’daki meslektaşlarına benziyor. Örneğin SPD içinde Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya atılan türden yolsuzluk ya da usulsüzlük iddialarına muhatap olan birinin bırakın cumhurbaşkanlığı adaylığını, siyasette kalması bile mümkün değildir. Ama Türkiye’de bu meseleler, çoğu zaman tabandan gelen heyecanla üstü örtülerek geçiştiriliyor.

Sonuç: Yenilikten Korkmamak Gerek

Evet, bir AK Parti seçmeni olarak bu öneriyi dile getirmek benim açımdan sıra dışı olabilir. Ancak Türkiye’de siyasi kaliteyi ve muhalefetin kurumsallaşmasını önemseyen her bireyin, yapıcı öneriler sunma hakkı vardır. CHP, Almanya’daki SPD gibi eş başkanlık modelini ciddi şekilde tartışmalı. Bu model yalnızca bir formül değil, aynı zamanda bir zihniyet değişimidirtemsilde adalet, iş bölümü, demokratik katılım ve kurumsal denge arayışıdır.

Sözün özü, sosyal demokratlar daha fazla bölünmek istemiyorsa, birbirlerini tasfiye etmeyi değil, birlikte yönetmeyi öğrenmeliler.

Tabi yukardaki tavsiyelerin tam verimli olması için milli ve yapıcı bir sosyal demokrat zihniyetin ve muhalefetin oluşması gerektiğini de ilave etmeden olmaz.

30 Haziran mahkeme kararları mutlak butlan mı? Buhran mı? Yoksa Eş Başkanlık sistemi gibi başka yenilikler mi getirir? Bekleyip göreceğiz.

 


CHP İçin Bir Çıkış Yolu: Almanya Modeli ve Eş Başkanlık Önerisi

Türkiye siyasetinde sosyal demokrat çizginin temsilcisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bugünlerde tarihinin belki de en derin krizlerinden birini yaşıyor.

29.06.2025 09:07:00