Çanakkale Savaşı, milletimizin insan kaynaklarının, devletimizin de silah ve mühimmat kaynaklarının kurutulması için bir plan ve proğram dahilinde, İngilizler, Almanlar ve İttihatçılar tarafından senaryosunun hazırlanıp uygulanmaya koyulmasından başkaca bir şey değildi...
Lakin, milletimizin, bu duruma anlayıp, ayaklanma olmasın diye, allem-gullemlerle birilerini kahraman yapıp, "Kurtuluş Savaşı" verdik tiyatrosu oynadılar...
Milletimizin münevver ve uyanık kesimleri buna asla inanmadı; lakin, düzmece olaylar uydurulup, saçma sapan kanunlar çıkarılarak, isyan etmesi muhtemel kesimler, baskı, zulüm, işkence, karalama, iftira, çamur atma ve benzeri yöntemlerle asılıp, vurulup, suikastlar düzenlenip, itibarsızlaştırmalar yapılarak, ya susturuldu, ya da ülkeyi terk etmeye zorlandı...
Sonuçta tarihimiz silindi, dinimiz tahrif edildi, dilimiz bozuldu, kültürümüz ayaklar altına alındı, medeniyetimiz hallaç pamuğu gibi savruldu...
Kafirlerin kanunları getirildi, onların gelenek ve görenekleri benimsendi, binlerce yıldır Türk Töresi ve İslam Ahlakı ile yetiştirilen nesillerimiz her fırsatta horlandı, örümcek kafa ilan edildi, devlet kadrolarında yer almalarına müsaade edilmedi. Sinemalarla, tiyatrolarla, gazetelerle, dergilerle, televizyonlarla ve 5. Kol faaliyetleriyle küffar rejimi övüldü, Türk İslam değerlerine sövüldü.
Başta ordumuz olmak üzere, bütün devlet kurumlarına kripto Siyonistler, gayri Müslümler ve içimizdeki hiç bir değer yargısı olmayan, maddeye ve güce tapan, kullanılmaya müsait satılmış mübtezelller yerleştirildi.
Bunun adına da, 2. ve 3. sınıf ülkelere giydirilen deli gömleği, "Cumhuriyet" denildi...
Peki, cumhuriyet rejimi "halkın kendi kendisini yönetmesi" idiyse, neden 17 yıl serbest seçim yapılmadı da bu mübarek ve mümtaz milletimiz onca yıl, kıtlık, yokluk, aç ve bi ilaç despot bir rejimin altında yaşamak zorunda kaldı?
Almanya ve Japonya iki kez yerle bir edilmesine rağmen, neden dünyanın en güçlü ekonomileri haline geldiler?