Beklentileriniz üzerinden ilişkilerinize yön veriyorlar, değil mi? Oysa durum tam da böyle değil.
Bir parantez açalım: (Gündemde popüler olan bu kişilerin, bitkisel ve kozmetik ürünlerinde marka sahibi olduklarını düşünürsek), bizlerin en hassas noktalarından kâr amacı güttükleri gerçeği, onların tam bir samimiyet içinde olmadığını açıkça gösteriyor.
Şöyle işliyor ki; bizlerin kaygı, endişe ve korkularını bize pazarlayıp, sonrasında bir çözüm üretmek üzere ticari bir kâr amacıyla kitap, kozmetik ve bitkisel ürün satışları yapıyorlar.
Peki, asıl olan nedir?
Çıkarsız bir danışman olarak izah edeyim:
İlişkilerde ihtiyaçlarınız nedir? Güven duymak, sahiplenilmek ve aidiyet hissetmek mesela.
 Beklentileriniz ise tatile gitmek, çiçek almak, dışarıda bir yemek ya da şatafatlı hediyeler, janjanlı cümlelerdir.
Bu ikisini önce ayrıştıralım.
İhtiyaçlarınız için beklentilerinizi değiştirmeniz ilişkiyi kötü yapmaz. Yahut partnerinizin sizin için harcadığı zaman, sizin için bir hafta sonu mangal yakması, ayakkabı bağcığınızı bağlaması da sevginin samimi bir göstergesidir.
Bu, farklı bir dildir — ama öğrendiği ve hissettirebildiği bir dil.
Her ilişkinin ayrı bir dinamiği vardır.
Evet, genel geçer kurallar bulunur ama bu, ilişkinin özelindeki ayrıntılarda farklılık gösterebilir.
Bu da o kocaman laflarla size önerilen taktiklerin kısa vadede belki çözüm ama uzun vadede zarar veren keskin çizgiler olduğunu ifade etmek isterim.
Geçinmeye gönlünüz varsa, size verilenlerin muhatabınızın belki de tek bildiği sevgiyi ifade etme biçimi olduğuna rıza gösterin.
Fakat derin bir bağ kurmak yerine, başka bir yerde ya da başka bir kişide beklentilerinizin karşılandığı fakat ihtiyaçlarınızın eksik kaldığı bir ilişki de sizin tercihiniz olabilir elbette.
Oysa bu tercih, ruhunuzu ve kalbinizi yoran ve bir zaman sonra pes ettiğiniz bir birlikteliğe dönüşmesi olası bir durumdur.
İnsanın hayattaki en büyük servetinin, hayat arkadaşını seçmek olduğunu önceki yazımda da ifade etmiştim.
 Onun dilini çözmek, ihtiyaçlarınızın sınırlarını beraber belirlemek, beklentilerinizi de açık iletişimle çözüm üretmek, olgun bir insanın tavrı ve tarzıdır zaten.
Nitekim dünya üç gün: dün yaşandı, yarın var mı bilmiyoruz.
İşte tam da şu anda, bu kadar kasıtlı ilişki tavsiyelerini bir kenara koyun. Kalbinizin ve vicdanınızın sesine kulak verin, o sizi hiç yanıltmaz.
Peki mantık derseniz; sevginin mantığı yoktur.
 Mantık çıkarı olan bir olgudur, mutluluğu getirir fakat huzuru getirmez.
Ve bence mutluluk bir illüzyon; iç huzur ise ilahi bir rızıktır.
Rızkınız bol olması duasıyla...
Yaşamak güzel şey, vesselam.
– Düş Çobanı