Çünkü başkentte konut piyasasında sessiz ama anlamlı bir hareket var. Fiyatlar sakinleşiyor, yatırım için doğru adımı bekleyenler için kapılar aralanıyor.
Çankaya’dan başlayalım. Burası yıllardır Ankara’nın kalbi, en değerli bölgesi. Kiralar hâlâ yüksek ama satılık konutlarda bir denge hissediliyor. Mustafa Kemal, Oran, Ümit ve Koru gibi mahallelerde 1+1 ve 2+1 daireler hâlâ rağbet görüyor. Yeni projeler modern, rafine ve yatırımcılar biraz bekle-gör modunda. Ama bu paniğe gerek yok, tam tersine doğru zamanda doğru adımı atmak için ideal bir dönem.
Eryaman ve Etimesgut ise ailelerin gözdesi. Metroya yakın, yeni projelerle dolu, sosyal alanları geniş… Çocuklu aileler için güvenli, huzurlu bir yaşam sunuyor. Üstelik kira getirisi Ankara ortalamasının üzerinde. Burada ev almak demek sadece dört duvar değil, düzenli bir hayat ve geleceğe yatırım yapmak demek.
İncek ve Gölbaşı ise prestijin ve uzun vadeli yatırımın adresi. Villa parselleri, lüks konutlar ve üniversite kampüslerinin genişlemesiyle bölge yatırımcıların radarında. 600–1.000 metrekare arsalar hızla el değiştiriyor, lüks konut talebi güçlü. Burası, sadece bugünün değil yarının da kazandıran bölgesi.
Peki Ankara neden hâlâ fırsat şehri? Öncelikle talep hiç bitmiyor. Devlet kurumları, üniversiteler ve kamu istihdamı konut ihtiyacını sürekli canlı tutuyor. Fiyatlar hâlâ ulaşılabilir ve Ankara, diğer büyük şehirlere kıyasla giriş için çok daha mantıklı bir seçenek sunuyor. Kira getirisi dengeli ve geri ödeme süreleri yatırımcıyı zorlamıyor. Dahası, Paris, Londra ve diğer büyük başkentlerle kıyaslandığında Ankara hâlâ erişilebilir bir lüks sunuyor.
Kimler için uygun? Kendi evini almak isteyenler için bugünkü dengeli fiyatlar avantajlı. Kira geliriyle yatırım yapmak isteyenler için Eryaman, Etimesgut, Yenimahalle güvenli liman. Yeni projelere yatırım yapacaklar için ise modern tasarım, enerji verimliliği ve akıllı ev sistemleri cazibe yaratıyor.
Ve bir kadın gözüyle söyleyeyim; Ankara sadece yaşadığımız şehir değil, geleceğe açılan bir kapı. Ev sahibi olmak sadece taş ve tuğla değil, çocuklarımız için güvenli bir zemin, yarınlara bırakabileceğimiz bir miras. Doğru adımlar atıldığında bu şehir hâlâ kazandırıyor.
Ankara’yı bir şehir olarak değil, stratejik bir yatırım ve güvenli bir yuva olarak görmek mümkün. Sessiz, sakin ama fırsatlarla dolu bu dönemi kaçırmayın.