Aynı anda 39 deniz platformunun inşa edilmesi, küresel savunma çevrelerinde “benzeri az görülen bir üretim kapasitesi” olarak yorumlandı.
ABD merkezli askeri yayınlardan Avrupa basınına, Orta Doğu ve Güney Asya’daki stratejik analiz platformlarına kadar çok sayıda uluslararası medya kuruluşu, Türk tersanelerindeki hummalı faaliyeti manşetlerine taşıdı.
Uluslararası savunma yayınları, Türkiye’nin eş zamanlı yürüttüğü deniz platformu projelerinin ölçeğine özellikle dikkat çekti.
Naval News, Türkiye’nin aynı anda 39 gemi inşa etmesini “küresel ölçekte istisnai bir durum” olarak değerlendirirken, Avrupa basınında Türk Donanması’nın caydırıcılık seviyesinin yeni bir eşiğe ulaştığı yorumları yapıldı.
Analizlerde, Türkiye’nin yalnızca gemi üreten değil; tasarlayan, inşa eden, modernize eden ve idamesini gerçekleştirebilen sayılı ülkelerden biri haline geldiği vurgulandı. Bu yetenekle Türkiye, kendi denizaltısını üretebilen dünyadaki 10 ülke arasında yer aldı.
1 Aralık 2025’te İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen tören, Türk savunma sanayii açısından adeta bir gövde gösterisine dönüştü.
Türk Donanması ve Pakistan Donanması için inşa edilen deniz platformlarının teslimini simgeleyen törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine üyeleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst komuta kademesi katıldı.
Tören, yalnızca bir teslimat değil; Türkiye’nin Mavi Vatan vizyonunun somutlaşmış hali olarak yorumlandı.
Törende Reis sınıfının ikinci denizaltısı olan TCG Hızırreis, Türk Donanması envanterine resmen girdi.
Hava bağımsız tahrik sistemiyle donatılan Hızırreis, uzun süre su altında kalabilme ve sessiz seyir kabiliyetiyle Türk Deniz Kuvvetleri’nin denizaltı gücüne stratejik bir seviye kazandırdı.
Daha önce hizmete alınan TCG Piri Reis’in ardından, TCG Murat Reis’in 2026 yılı sonuna kadar göreve başlaması planlanıyor. Proje tamamlandığında Reis sınıfı toplam altı modern denizaltıdan oluşacak.
TCG Hızırreis’in envantere girişi, özellikle Yunan basınında geniş yer buldu.
Atina’nın en çok okunan haber sitelerinden in.gr, Türk Donanması’nın denizaltı gücünde “kritik bir aşamayı geçtiğini” yazdı. Yorumlarda, Mavi Vatan doktrininin artık söylemden fiili güç unsuruna dönüştüğü değerlendirmeleri öne çıktı.
Yunan medyasında, Türk Donanması’nın Doğu Akdeniz ve Ege’de dengeyi kalıcı biçimde değiştirdiğine dair analizler dikkat çekti.
İsrail basını da Türkiye’nin deniz gücündeki hızlı artışı manşetlere taşıdı.
Maariv gazetesi, “Aynı anda 39 savaş gemisi: Erdoğan’ın devasa donanması güçleniyor” başlığıyla gelişmeyi duyurdu.
Pakistan basınında ise ton tamamen farklıydı. Dawn ve The Express Tribune, İstanbul’daki töreni coşkulu ifadelerle aktardı. Haberlerde, Türk Donanması’nın gücünün Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne doğrudan operasyonel katkı sunduğu vurgulandı.
Törende Pakistan Donanması’nın ikinci Babur sınıfı korveti olan PNS Khaibar, Pakistan Deniz Kuvvetleri envanterine resmen girdi.
İlk gemi PNS Babur’un ardından teslim edilen Khaibar, Türkiye ile Pakistan arasındaki savunma sanayii iş birliğinin en somut örneklerinden biri olarak kayda geçti.
Proje kapsamında kalan gemilerin 2026 ve 2027 yıllarında teslim edilmesi planlanıyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Türkiye’de eş zamanlı olarak 39 deniz aracının inşa edildiğini açıkladı.
Yerli uçak gemisi MUGEM ve TF-2000 hava savunma muhribi projeleri, tersanelerdeki yüksek üretim temposunun en çarpıcı örnekleri arasında yer aldı.
Uzmanlara göre bu tablo, Türkiye’nin deniz gücünde yalnızca bölgesel değil, küresel bir aktör olma yolunda hızla ilerlediğini ortaya koyuyor.
Analistler, Türkiye’nin elektronik harp, İHA ve SİHA teknolojilerindeki başarısını artık deniz platformlarına da tam anlamıyla yansıttığını vurguluyor.
Bir değerlendirmede şu ifadeler yer aldı: “Türkiye, gemisini tasarlayan, inşa eden ve idame eden dünyadaki sayılı ülkelerden biri. Elektronik harp alanında öncü, İHA ve SİHA üretiminde ise dünyanın ilk 3–4 ülkesi arasında.”
Mavi Vatan’da atılan bu adımlar, Türkiye’nin denizlerdeki oyun kurucu rolünü her geçen gün daha da pekiştiriyor.