Ankara, iddiaların Türkiye’nin güvenlik politikalarına yönelik kurgulanmış bir algı operasyonu olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, NSosyal hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu belirterek sert ifadeler kullandı.
Duran açıklamasında şu sözlere yer verdi: “Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a atfedilen görüşme iddiaları tamamen asılsızdır. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın gündeminde buna yönelik herhangi bir girişim, hazırlık veya planlama bulunmamaktadır. Bu tarz mesnetsiz paylaşımlar kamuoyunu yanıltmayı ve Türkiye’nin kararlı güvenlik politikalarını saptırmayı hedeflemektedir.”
Duran, Erdoğan’ın tüm uluslararası temaslarına ilişkin bilgilerin yalnızca resmi kurumlar tarafından duyurulduğunu hatırlatarak, sosyal medyada hızla yayılan dezenformasyon içeriklerine karşı toplumsal dikkat çağrısı yaptı.
Ankara, söz konusu iddiaların Türkiye’nin terörle mücadelesinde oluşturduğu kararlılığa zarar verme amacı taşıdığı görüşünde. Güvenlik kaynakları da iddiaların üretilme biçiminin “planlı bir bilgi kirliliği operasyonu” izlenimi verdiğini belirtiyor.
Gündemi karıştıran iddia, Fransa merkezli Avrupa Ortadoğu ve Kuzey Afrika Araştırmaları Enstitüsü (EISMENA) Direktörü Adil Bakewan tarafından ortaya atıldı.
Bakewan sosyal medyada yayımladığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mazlum Abdi’nin “kısa süre içinde bir araya gelmek üzere mutabakat sağladığını” iddia etti. Bakewan bununla da yetinmeyerek, bu sürecin ardından Abdullah Öcalan ile de bir görüşme planlandığını öne sürdü.
Ankara tarafından temelsiz ve manipülatif olduğu net şekilde belirtilen bu iddialar, kısa sürede uluslararası medya ve sosyal ağlarda geniş yankı uyandırdı.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Türkiye’nin PKK/YPG ve tüm terör yapılanmalarına yönelik tavrının değişmez bir devlet politikası olduğunu, sosyal medya üzerinden servis edilen hiçbir manipülasyonun bu çizgiyi değiştiremeyeceğini vurguluyor.
Yetkililere göre, iddianın servis edilme zamanlaması ve içeriği, hem Türkiye’nin bölgesel güvenlik hamlelerini hem de sınır ötesi operasyonlara ilişkin kararlılığını hedef almayı amaçlıyor.
Uzmanlar, sosyal medya üzerinden yayılan bu tür provokatif haberlerin, hem Türkiye’nin ulusal güvenliğini hem de kamu düzenini hedef aldığını belirterek bilgi kirliliğiyle mücadelede daha sıkı tedbirlerin önemine dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanlığı ise bir kez daha uyardı: “Resmi açıklamalar dışındaki hiçbir bilgiye itibar edilmemeli.”