Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı sonrası gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrasında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 3.5 saat süren toplantının ardından kameraların karşısına geçen Erdoğan, bölgesel krizler, Filistin meselesi ve Türkiye’nin diplomatik çabalarıyla ilgili çarpıcı mesajlar verdi.
İran ile İsrail arasında tırmanan çatışmalara dikkat çeken Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin barışa katkı sunmaya hazır olduğunu ifade etti:
“Çatışmaları durdurmak için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Türkiye olarak kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık açık aktardık.”
Erdoğan, Kurban Bayramı’nı huzur içinde geçiren Türkiye halkına teşekkür ederken, İsrail saldırıları altında bayram geçiren Filistinlileri de unutmadı:
“Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere, Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı dramı asla görmezden gelemeyiz. Filistin halkını yalnız bırakmayan kurumlarımızı, vakıflarımızı ve hayırseverlerimizi yürekten tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlık vicdanına seslenerek zulmün geçici olduğunu vurguladı:
“Zulümle abad olunmaz. Zulmün sonu derin bir pişmanlıktır. Biz, medeniyet mirasımızın emrettiği ahlak ve adalet ilkeleriyle hem milletimizi hem de tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret gösteriyoruz.”
Türkiye’nin çevresinde yaşanan krizlere dikkat çeken Erdoğan, caydırıcı gücün önemine işaret etti:
“Siyasi, ekonomik, askeri anlamda güçlü değilseniz, başkaları sizi kolaylıkla ezebilir. Biz bu coğrafyada boyunduruk altında yaşamaktansa, onurumuzla mücadele etmeyi seçmiş bir milletiz.”
Türkiye’nin savunma sanayindeki atılımlarını hatırlatan Erdoğan, geçmişe kıyasla gelinen noktayı değerlendirdi:
“İktidara geldiğimizde caydırıcı bir savunma sanayimiz yoktu. Bugün ise ter dökerek, üreterek, teknoloji geliştirerek rüştümüzü tüm dünyaya ispatladık.”
Konuşmasının sonunda birlik ve dayanışma çağrısı yapan Erdoğan, Türkiye’nin barışçı misyonuna dikkat çekti:
“Sadece kendi içimizde değil, bölgemizde de kardeşlik iklimini hâkim kılmak için çalışmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada İran-İsrail hattında yükselen gerilimle ilgili dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, Türkiye’nin çatışmaları önlemek adına üst düzey diplomatik girişimlerde bulunduğunu belirterek, "Gerek şahsen ben gerekse dışişleri bakanımız, cuma gününden beri yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz" dedi.
Türkiye'nin barış ve istikrar için aktif rol oynamaya hazır olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı, “Kolaylaştırıcılık dahil üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açıkça bildirdik” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İsrail’in İran’a yönelik saldırısını “sinsi ve kapsamlı amaçlar taşıyan bir girişim” olarak niteledi. Söz konusu saldırının, İran’ın nükleer programı bahanesiyle gerçekleştirildiğini ancak ardında çok daha derin hesaplar olduğunu belirtti.
“Masada çözülebilecek meseleleri silahla, kanla ve kaosla çözmeye kalkmak, yeni felaketlerin kapısını aralar. Sivil-asker ayrımı yapmadan bombalar yağdırmak, sadece bölgeyi değil tüm dünyayı istikrarsızlığa sürükler” dedi.
İsrail'in Gazze, Lübnan, Suriye ve son olarak İran'a karşı yürüttüğü saldırgan politikaları eleştiren Erdoğan, “Batı’nın sınırsız desteğiyle hareket eden İsrail, bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslıyor ama ne yaptığının farkında değil. Belki ileride hatasını anlayacak ama o vakit iş işten geçmiş olacak” ifadelerini kullandı.
Bölgedeki çatışmaların çok uluslu ve tarihsel etkiler taşıdığına dikkat çeken Erdoğan, “Binlerce yıllık ilişkilerle iç içe geçmiş bu kadim coğrafyada hiçbir ülke sadece kendi sınırlarından ibaret değildir. Filistin’e saldırı sadece birkaç milyon insanı değil, tüm İslam coğrafyasını ilgilendirir. İran’a yönelik saldırı da sadece Tahran’ın değil tüm bölgenin sorunudur” dedi.
Türkiye'nin etkisine dikkat çeken Erdoğan, “Mevzu bahis Türkiye olduğunda etkiler kıtaları aşar” diyerek, bölgesel krizlerin küresel sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
Erdoğan konuşmasının sonunda, çözümün yalnızca diplomasi ve diyalogla mümkün olduğunu yineledi:
“Tarih; şımarık politikaların, güç zehirlenmesinin ve kibirli hamlelerin nelere mal olduğunu gösteren ibretlik örneklerle doludur. Biz Türkiye olarak, aklın, hakkaniyetin ve adaletin sesini yükseltmeye devam edeceğiz.”
