İsrail'in yalnızca Filistin'de değil, bölge genelinde sistematik bir şiddet politikası yürüttüğünü söyleyen Ağıralioğlu, “Bu artık sadece bir işgal değil, açık bir soykırım ve insanlık suçudur” dedi.
İran'a yönelik son saldırıları da değerlendiren Ağıralioğlu, bu eylemlerin arkasında bölgeyi istikrarsızlaştırma ve terör örgütlerine alan açma çabalarının yattığını savundu. İsrail’in İran’a düzenlediği hava saldırılarını "bölgesel kaos planının" bir parçası olarak nitelendiren Ağıralioğlu, özellikle İran’daki Türk nüfusun yaşadığı bölgelerin ciddi risk altında olduğunu vurguladı.
Ağıralioğlu, İran’daki Türk nüfusun güvenliğine özel vurgu yaptı. “Tebriz, İsfahan, Urumiye, Erdebil gibi kadim Türk yurtları, bugün hem fiziki saldırılar hem de kültürel yok sayma politikalarıyla karşı karşıya” diyen Ağıralioğlu, Türkiye’nin bu coğrafyadaki soydaşlarına karşı tarihi sorumlulukları bulunduğunu belirtti.
Ayrıca, Türkiye’nin dış politikasında önceliğin komşu ülkelerin toprak bütünlüğü olduğunu ifade eden Ağıralioğlu, bu önceliğin yanında İran’daki Türk varlığının da göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Bu çerçevede İran’ın Türk Devletleri Teşkilatı’na özel statüyle davet edilmesi gerektiğini savundu.
Ağıralioğlu’nun tepkisi yalnızca askeri saldırılarla sınırlı kalmadı. İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar’ın Gazze’deki hasta çocuklar ve yaşlılara yönelik yaptığı açıklamaya da çok sert sözlerle yanıt verdi.
Bakan Zohar’ın, “Yeryüzündeki en pis insanlar, hastanelerdeki çocuklara füze atar” sözlerine karşılık Ağıralioğlu, “İnsanlıktan nasibini kesmiş aşağılık mahluklar! Gazze’de çoluk çocuk, hasta, yaşlı demeden yüz binlerce insanı katlettiniz. Utanmazca konuşacak bir yüzünüz bile kalmadı” ifadelerini kullandı.
Yavuz Ağıralioğlu, açıklamasını Türkiye’ye yönelik çağrıyla noktaladı. “Bölgede yaşananlar sadece diplomatik değil, ahlaki bir sorumluluk gerektiriyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hem insanlık hem de tarih önünde bu zulme sessiz kalmamalıdır” dedi.