Bir an durup kendinize sorun: Üzgün müsünüz, yoksa sadece yorgun mu? Öfkeli misiniz, yoksa açlıktan mı huysuzlaştınız? Eğer cevabınızı net bir şekilde veremiyorsanız, belki de siz de aleksitiminin pençesine düşmüşsünüzdür. Aleksitimi, bireylerin duygularını tanımlamakta ve ifade etmekte zorlanması olarak tanımlanıyor. Yunanca kökenli bu terim, günümüzde giderek daha fazla kişiyi etkileyen bir duygusal yabancılaşma hali olarak karşımıza çıkıyor.
Eskiden ketum ve duygularını saklayan insanlara “ağır abi” der geçerdik. Şimdi ise bu durum bilimsel bir kavram olarak ele alınıyor. Üstelik sadece belirli bir kuşakla sınırlı değil! Patronunuz, sevgiliniz, hatta en yakın arkadaşınız bile “Ne hissettiğimi bilmiyorum” diyerek dolaşıyor.
Aleksitimi Neden Bu Kadar Yaygınlaştı?
Peki, ne oldu da bu kadar çok kişi duygularını tanımlamakta zorlanıyor? İşte olası sebepler:
- Dijital Çağın Yan Etkileri: Sürekli ekrana bakarak yaşamak, gerçek duyguları hissetme sürecimizi zayıflatıyor.
- Duygusal İçerik Tüketimi: Binlerce terapi videosu izleyip hiçbirini içselleştiremiyoruz.
- Hızlı Tüketim Kültürü: Her şey hızlandıkça, duygular da anlık yaşanıyor ve hızla kayboluyor.
- Toplumsal Baskılar: Duygularını açıkça ifade etmek, bazen bir zayıflık olarak görülüyor ve bu da insanları içe kapanmaya itiyor.
Bu nedenler, modern insanın duygu dünyasını yavaş yavaş silikleştiriyor. Artık ne hissettiğimizi anlamak için kendimizi analiz etmek zorunda kalıyoruz.
Aleksitimi Çağında Aşk: Romantizm mi, Bilmece mi?
Aleksitimi sadece bireysel bir sorun değil, ilişkilerimizi de derinden etkiliyor. Eskiden aşkın birçok farklı hali vardı: Tutkulu aşk, platonik aşk, imkânsız aşk… Şimdiyse aşk bile belirsizliğin içinde kaybolmuş durumda.
- “Seni seviyorum ama nasıl bir sevgi olduğunu bilmiyorum.”
- “Bağlandım ama neden bilmiyorum.”
- “Özlüyor gibiyim ama emin değilim.”
Bunlar günümüz ilişkilerinde sıkça duyulan cümleler. Sevgilinizin size olan duygularını çözmeye çalışırken kendinizi bir psikoloji makalesi okurken buluyorsanız, yalnız değilsiniz.
Çözüm Ne? Duygularımıza Yeniden Sahip Çıkabilir Miyiz?
Bu duygusal yabancılaşmayı tersine çevirmek mümkün mü? Elbette! İşte birkaç öneri:
- Duygularınızı İfade Etmeyi Öğrenin: İçinizden geçenleri yazmak veya güvendiğiniz biriyle paylaşmak, duygu farkındalığını artırır.
- Dijital Detoks Yapın: Sosyal medyadan uzak durarak, gerçek hayatla daha fazla bağlantı kurabilirsiniz.
- Anı Yaşamayı Deneyin: Duygularınızı analiz etmek yerine onları gerçekten hissetmeyi deneyin.
- Profesyonel Destek Alın: Aleksitimi şiddetli boyuttaysa bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.
Görünüşe göre, modern çağın getirdiği bu duygu kaybı herkesin kapısını çalıyor. Ancak farkındalık kazanarak ve bilinçli adımlar atarak duygularımıza yeniden sahip çıkabiliriz. Çünkü hissetmek, insan olmanın en önemli parçalarından biri!
