Doğu Akdeniz'den Gazze'ye, Suriye'den Kızıldeniz'e kadar uzanan geniş bir jeopolitik hatta yaşanan kriz, bu kez diplomatik nezaketin tamamen terk edildiği bir açıklamayla yeni bir boyut kazandı.
İsrail'in New York Başkonsolosu Ofir Akunis, katıldığı canlı yayında Ankara'yı doğrudan hedef aldı ve İsrail devletinin Türkiye'ye bakışını net sözlerle ortaya koydu. Akunis, "Türkiye İsrail'in düşmanıdır" ifadesini kullanarak, iki ülke arasındaki gerilimi resmen düşmanlık seviyesine taşıdı.
İsrailli diplomat, Gazze'nin geleceğine ilişkin Tel Aviv'in kırmızı çizgilerini de açıkça dile getirdi. Gazze'de kurulması planlanan herhangi bir yönetim veya güvenlik yapısında Türkiye'nin yer almasına kesinlikle karşı olduklarını belirten Akunis, Türk askerinin bölgede konuşlandırılmasını "kabul edilemez" olarak nitelendirdi.
Akunis, bu tutumun gerekçesi olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e yönelik sert söylemlerini gösterdi. Erdoğan'ın İsrail yönetimini "Gazze'de soykırım yapmak" ve "Hitler benzeri yöntemler uygulamakla" suçladığını hatırlatan Akunis, Türkiye'nin İsrail'i terörle ilişkilendirmesinin Tel Aviv açısından bir kırılma noktası olduğunu savundu.
"Bu açıklamalardan sonra Türkiye'yi dost veya arabulucu olarak görmek mümkün değil" diyen Akunis, sözlerini şu ifadeyle tamamladı: "Türkiye, İsrail'in düşmanıdır."
İsrail'den gelen bu çıkış, ABD'nin bölgedeki yeni hamleleriyle aynı zamana denk geldi. ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi olan Tom Barrack'ın kritik Ortadoğu turu, diplomatik kulisleri hareketlendirdi.
Barrack'ın, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planının ikinci aşamasını görüşmek üzere bugün İsrail'de temaslarda bulunacağı öğrenildi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "çok yakında devreye alınacak" dediği ikinci aşama planı, Washington ile Tel Aviv arasında henüz tam mutabakata bağlanmış değil.
Gazze için öngörülen "Uluslararası İstikrar Gücü" planında ise ciddi belirsizlikler dikkat çekiyor. Suudi Arabistan, Mısır ve Katar gibi bölgenin kilit aktörleri, asker gönderme konusunda temkinli davranıyor. Bu çekincelerin arkasında hem sahadaki güvenlik riski hem de İsrail'in sert tutumu yer alıyor.
Diplomatik kaynaklara göre, Türkiye'nin tamamen dışlandığı bir senaryoda dahi planın uygulanabilirliği tartışmalı.
Akunis'in açıklamalarında Suriye başlığı da önemli yer tuttu. İsrail'in Şam yönetimiyle doğrudan olmasa da dolaylı bir güvenlik düzenlemesi arayışında olduğunu doğrulayan Akunis, Golan Tepeleri ile Şam arasındaki hatta "askerden arındırılmış bölge" kurulmasını istediklerini açıkladı.
Bu bölgenin İsrail için stratejik bir tampon olacağını vurgulayan Akunis, Suriye'deki Dürzi grupların güvenliğinin de Tel Aviv'in öncelikleri arasında bulunduğunu ifade etti.
İsrail'in Suriye ile normalleşmesine ilişkin beklentilere de kapıyı kapatan Akunis, eski Savunma Bakanı Ehud Barak'ın meşhur sözünü hatırlattı. Normalleşmenin kısa vadede mümkün olmadığını belirten İsrailli diplomat, şu ifadeyi kullandı: "Bu süreç yakın zamanda sonuçlanmayacak. Önümüzdeki yıllarda da Şam'da humus yemeyeceğiz."
İsrail'den gelen bu açıklamalar, Ankara–Tel Aviv hattında diplomatik krizin artık örtülü mesajlar aşamasını geçtiğini ve açık cepheleşmeye doğru ilerlediğini gözler önüne serdi. Uzmanlara göre, önümüzdeki süreçte Doğu Akdeniz, Gazze ve Suriye sahalarında yaşanacak her gelişme, iki ülke arasındaki gerilimi daha da tırmandırabilir.
Gözler şimdi Ankara'dan gelecek olan olası yanıtta.