Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, bugün Suriye Cumhurbaşkanı Şara ve üst düzey Suriyeli yetkililerle Şam'da bir araya geliyor. Zirvenin merkezinde, Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından hayati öneme sahip 10 Mart Mutabakatı yer alıyor.
Zirve öncesi dikkat çeken bir gelişme yaşandı. MİT Başkanı İbrahim Kalın, temaslarda bulunmak üzere Suriye'ye gitti. Kalın'ın Şam'daki görüşmelerinin, zirvenin güvenlik başlıklarına doğrudan yön vereceği ve sahadaki son istihbarat verilerinin masaya konulacağı belirtiliyor.
Görüşmelerde, Esad rejiminin devrildiği 8 Aralık'ın birinci yıl dönümü sonrası oluşan yeni dönemin kapsamlı bir bilançosu çıkarılacak. Türkiye-Suriye ilişkilerinin son bir yılda siyasi, ekonomik ve askeri boyutlarda kaydettiği ilerleme detaylı biçimde ele alınacak.
Özellikle, Ankara'nın kırmızı çizgilerinden biri olan 10 Mart Mutabakatı'nın sahadaki uygulanma süreci, tüm yönleriyle değerlendirilecek. Türkiye, mutabakatın kağıt üzerinde kalmasına izin vermemekte kararlı.
Zirvede ele alınması beklenen en kritik başlıklardan biri de İsrail'in artan saldırganlığı. İsrail'in son dönemde Suriye'nin güneyinde yoğunlaşan askeri hamlelerinin, bölgesel istikrarı tehdit eden yeni güvenlik riskleri doğurduğu vurgulanacak. Türkiye'nin, bu risklere karşı Suriye ile koordinasyonu artırma mesajı vermesi bekleniyor.
Türkiye ve Suriye'nin ortak çıkarları doğrultusunda, DEAŞ'ın yeniden sahneye çıkma ihtimali de masaya yatırılacak. Suriye'nin DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu'na (DMUK) katılımı sonrası oluşabilecek kırılganlıktan yararlanmak isteyen terör unsurlarına karşı, ortak mücadele mekanizmalarının güçlendirilmesi planlanıyor.
Ankara, terör örgütünün yeniden toparlanmasına izin verilmemesi konusunda net bir duruş sergiliyor.
Zirvede yalnızca güvenlik başlıkları değil, Suriye'nin yeniden inşası da önemli yer tutacak. Türkiye'nin ikili düzeyde yürüttüğü altyapı, enerji, sağlık ve ulaştırma projeleri ele alınacak. Ayrıca Suriye Hükümeti'nin kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik destek programları masaya yatırılacak.
Türkiye'nin Şam Büyükelçisi olarak atanan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz'ın da görüşmelere katılması bekleniyor. Bu katılım, Ankara'nın Suriye ile ilişkileri kalıcı ve kurumsal zemine oturtma iradesinin güçlü bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Esad rejiminin devrilmesinin ardından geçen bir yıllık süreçte, Türkiye-Suriye ilişkileri adeta yeniden inşa edildi. Güvenlik ve ekonomi başta olmak üzere birçok alanda tarihi iş birliği fırsatları doğdu.
Bu süreçte öne çıkan mekanizma ise 3+3 formatındaki görüşmeler oldu. Dışişleri, Savunma ve İstihbarat başkanlarının aynı masa etrafında buluştuğu bu format, iki ülke arasındaki en etkili diplomatik kanal haline geldi.
Bakan Fidan, Esad rejiminin devrilmesinin ardından 22 Aralık 2024'te Şam'a ilk resmi ziyareti gerçekleştirmişti. Ardından, 15 Ocak 2025'te Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, üst düzey bir heyetle Ankara'ya gelmişti.
Bu ziyaretleri, 13 Mart 2025'te Şam, 12 Ekim 2025'te Ankara toplantıları izledi. Karşılıklı temaslar, iki ülke arasında yeni dönemin artık geri dönülmez şekilde başladığını ortaya koydu.
Türkiye, yaklaşık 15 yıl süren Suriye ihtilafının yaralarını sarmaya destek verirken, aynı zamanda bölgesel istikrarı kalıcı hale getirecek yeni iş birliği modellerini hayata geçirmeye kararlı. Şam'daki bu kritik zirvenin, sadece iki ülke ilişkileri açısından değil, Orta Doğu'nun geleceği açısından da belirleyici sonuçlar doğurması bekleniyor.