Suriye sahnesi yıllardır görülmemiş bir hesaplaşmanın eşiğinde. Reuters'ın kapsamlı araştırmasına göre, Esed rejiminin çöküşü sonrası Moskova'ya sığınan kilit isimler, ülkenin geleceğini yeniden şekillendirmek için perde arkasında sessiz ama büyük bir güç mücadelesi yürütüyor. Hedeflerinde ise Suriye'nin batısındaki stratejik Alevi sahil hattı var.
Araştırmada yer alan iddialara göre, eski askeri istihbarat şefi Tümgeneral Kemal Hasan ile Esed'in kuzeni ve rejimin finansörü olarak bilinen Rami Mahluf, sürgünde oldukları Moskova'dan devasa bir para ağını kontrol ederek on binlerce savaşçıyı kendi saflarına çekmeye çalışıyor.
Her iki ismin de Alevi yoğunluklu bölgelerde yeni bir "yerel isyan düzeni" kurmak için milyonlarca doları devreye soktuğu öne sürülüyor. Ortak amaçları ise aynı: Kaybettikleri gücü geri almadan Şam'a dönmemek.
Reuters'ın ele geçirdiği mesaj ve ses kayıtları, bu iki ismin Rusya'da adeta bir gölge devlet gibi örgütlendiğini gösteriyor.
İddialara göre Kemal Hasan, destekçilerine gönderdiği kayıtlarda "Sahil bölgesini nasıl yöneteceğiz?" başlıklı planlardan bahsediyor. Mahluf ise kendisini "Suriye'yi yeniden ayağa kaldıracak kişi" olarak konumlandırıyor.
Rusya, Lübnan ve BAE üzerinden eski subaylara, aşiret liderlerine ve paramiliter gruplara ulaşarak sahilde yeni bir güç merkezi inşa etmeye çalıştıkları ileri sürülüyor.
Mücadelenin en kritik unsuru ise sahil şeridi boyunca Esed rejiminin çözülme döneminde inşa ettiği 14 yeraltı komuta üssü.
Güneş enerjisi, GPS, internet, şifreli telsizler, mühimmat depoları… Saha kaynakları bu yapıları "kim kontrol ederse oyunun sahibi olur" sözleriyle tarif ediyor.
Tartus Valisi bu üslerin varlığını doğrulasa da, yeni yönetimin büyük kısmını kontrol altına aldığını savunuyor.
Sürgündeki iki figür planlarını ilerletirken, Şam yönetimi de kendi hamlesini yaptı. Yeni Devlet Başkanı Ahmed el Şara, dengeleri değiştirmek için sürpriz bir ismi öne çıkardı: Halid el Ahmed.
Bir dönem Esed rejiminin en etkili paramiliter komutanlarından olan, sonra rejimle ters düşerek ülkeyi terk eden el Ahmed'in, Şara ile yaptığı gizli anlaşmanın ardından yeniden sahaya indiği belirtiliyor. Görevi, Alevi bölgesindeki eski askerleri ve milisleri yeni yönetime bağlamak.
Bu karmaşık tablo içinde herkesin gözünü çevirdiği bir başka isim ise Beşar Esed'in kardeşi Mahir Esed.
Hâlâ Suriye'nin en güçlü askeri yapılarından 4. Zırhlı Tümen'i kontrol ediyor ve büyük bir mali-askeri kaynak ağına sahip. Henüz bir adım atmasa da, "Suriye'de son hamleyi yapan kazanır" yorumları sıkça dile getiriliyor.
Diplomatik kaynaklara göre Rusya, sürgündeki bu kişileri barındırsa da planlarına destek vermiyor. Kremlin'in önceliği yalnızca sahil hattındaki üslerinin güvenliği. Ekim ayında Şara'nın Moskova ziyaretinin ardından, Rusya'nın açıkça "destek" mesajı verdiği ifade ediliyor.
Diplomatlara göre bu mesajın gerçek anlamı çok daha sert:
"Sığınan generaller ve milyarderler… Bu kez kimse sizi kurtarmayacak."
Sürgündeki iki aktörün hazırlıkları, yeraltı komuta üsleri, sadık milisler, eski generaller, Rusya'nın kırmızı çizgileri ve Şam'ın karşı hamlesi…
Tüm işaretler, Suriye'nin önümüzdeki aylarda kritik bir güç mücadelesine sahne olabileceğini gösteriyor. Bu kez mücadele Şam ya da Halep'te değil, Alevi sahilinde şekilleniyor.
Ve geriye tek bir soru kalıyor:
Suriye yeni bir iç savaşın eşiğinde mi? Yoksa bu planlar daha başlamadan tarihe mi karışacak?