Hiwa, "Bu, adil bir barışın ön koşuludur." diyerek örgütün şantajlarına bir yenisini ekledi.
Kandil'deki örgüt yöneticilerinden Amed Malazgirt geçtiğimiz günlerde AFP'ye bir mağarada verdiği röportajda, "Terörsüz Türkiye" söylemiyle alay edercesine, tüm adımları Öcalan'ın talimatıyla attıklarını öne sürmüş, Ankara "somut adım atmadan" kıpırdamayacaklarını söylemişti.
Bu küstah çıkışın ardından KCK Sözcüsü Hiwa da benzer ifadeler kullanarak örgütün yeni stratejisini dünya kamuoyu üzerinden yürütmeye çalıştı.
Zagros Hiwa, çözüm sürecinin tekrar başlayabilmesi için "eşit şartlarda müzakere" çıkışını yaptı ve şu ifadeleri kullandı
"Kürt tarafının baş müzakerecisi Öcalan'dır. Özgür olmadan müzakere de olmaz. Öcalan'ın serbest kalması adil bir barışın ön koşuludur."
Hiwa, örgütün son bir yılda sözde "iyi niyet" gösterdiğini iddia ederken, Türkiye'nin "sadece söylem düzeyinde kaldığını" öne sürerek Ankara'yı hedef aldı.
Ortadoğu'da faaliyet gösteren Taml Research Center Başkanı Abdulrahim Samawi ise gündemi sarsacak bir iddia ortaya attı:
SDG'nin sözde lideri "Mazlum Kobani" kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile SDG Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed'in, önümüzdeki ay Türkiye'ye gelerek İmralı'da Öcalan'la görüşmeyi planladığını öne sürdü.
Her iki isim de Türkiye'nin **"Terörle Arananlar Listesi"**nde bulunurken, hukukçular bu iddiayı "yasal zemini olmayan bir spekülasyon" olarak nitelendiriyor. Yasal düzenleme olmadan böyle bir girişim mümkün görünmüyor.
Türkiye tarafı iddialarla ilgili resmi bir açıklama yapmazken, güvenlik kaynakları son dönemde artan propaganda faaliyetlerinin "örgütün iç krizini perdelemeye yönelik" olduğunu değerlendiriyor.
Kandil'in ve KCK'nın art arda yaptığı açıklamalar ise örgütün Türkiye üzerinde baskı kurma çabalarının yeni bir aşamaya geçmeye çalıştığını gösteriyor.