Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şener Aktürk, "Not So Innocent: Clerics, Monarchs, and the Ethnoreligious Cleansing of Western Europe" adlı kapsamlı çalışmasıyla İlim Yayma Sosyal Bilimler Ödülü'ne layık görüldü.
Papa 14. Leo'nun 27 Kasım–30 Kasım tarihlerindeki Türkiye temasları devam ederken verilen bu ödül, diplomatik kulislerde "manidar bir tesadüf" olarak değerlendirildi. Papa'nın Kumkapı Meryem Ana Patriklik Kilisesi'ndeki dua ziyaretinin gölgesinde açıklanan ödül, uluslararası basının da dikkatini çekti.
Prof. Aktürk'ün çalışması, Batı Avrupa tarihinde uzun süredir tartışılmayan karanlık bir sayfayı gün yüzüne çıkarıyor.
Eserde, İtalya'dan İspanya'ya, Portekiz'den Fransa'ya uzanan geniş bir coğrafyada tüm Müslüman ve Yahudi nüfusun nasıl sistematik şekilde yok edildiği belgeleriyle anlatılıyor.
Bu süreçte Papalık liderliğindeki ruhban sınıfının:
Katliamları organize ettiği,
Sürgün süreçlerini yönlendirdiği,
Zorla Hristiyanlaştırmayı teşvik ettiği,
Hükümdarları ödüllendirme ve cezalandırma mekanizmalarıyla yönlendirdiği
bilimsel veri ve geniş arşiv araştırmalarıyla ortaya konuluyor.
Eser, yalnızca tarihsel bir anlatı sunmakla kalmıyor; soykırım teorisine yeni kavramsal katkılar getirerek literatürde çığır açan bir konuma yerleşiyor. Avrupa'nın dinî homojenleşmesinin arkasındaki "devlet–ruhban işbirliği modeli", çalışma sayesinde ilk kez bu kadar detaylı biçimde analiz ediliyor.
İlim Yayma Ödül Töreni'nde Prof. Dr. Şener Aktürk'e ödülü Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından takdim edildi.
Tören, küresel ölçekte etki alanını giderek genişleten İlim Yayma Ödülleri'nin bu yılki en dikkat çekici anlarından biri olarak kayda geçti.
Uluslararası çevreler, ödülün Papa Türkiye'deyken açıklanmasını, "zamanlaması olayın önemini ikiye katlayan sembolik bir hamle" olarak yorumluyor.
Aktürk'ün çalışması, Papalık liderliğindeki ruhban sınıfının Batı Avrupa'daki Müslüman ve Yahudi topluluklarına yönelik tam 500 yılı aşkın süre boyunca uygulanan sistematik yok ediş politikalarını tafsilatlı belgelerle ortaya koyarken, Avrupa tarihinin uzun süre göz ardı edilen yüzüyle yeniden yüzleşmesine zemin hazırlıyor.