Güran, aile fertleri ve komşuları hakkında verilen cezaların hukuka aykırı olduğunu öne sürerek, baz istasyonu raporlarıyla ailenin yok edildiğini söyledi.
Tavşantepe Mahallesi'ndeki kabri başında konuşan baba Güran, yeni raporlarla ortaya çıkan önemli bir iddiayı gündeme getirdi:
"Bugün çıkan raporlarda Salim Güran'ın telefonu kollukta silindiği tespitlidir. Nevzat Bahtiyar'ın telefonu da kollukta silinmiştir. Buna rağmen aileme ağır cezalar verdiniz. Bu art niyet değil midir?"
Güran, kızının ölümüne dair gerçeklerin açığa çıkarılmadığını, tam tersine sürecin adaletsizce yönetildiğini belirtti.
28 Aralık 2024'te sonuçlanan davada Narin'in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran "çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Narin'in cansız bedenini dereye taşıyan komşu Nevzat Bahtiyar ise "delilleri gizleme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı.
Ayrıca ikinci davada 15 kişi, "suçluyu kayırma" suçundan değişen sürelerde hapis cezalarıyla karşılaştı.
Kızının ölüm yıldönümünde duygusal bir konuşma yapan Güran, sosyal medyanın ailelerini hedef haline getirdiğini vurguladı:
"Tavşantepe'ye hiç gelmeyen insanlar binlerce yorum yaparak ailemi katil ilan etti. Devlet yetkilileri de taraflı konuşunca toplum da bize sırt çevirdi. Bizi yok ettiniz. Eğer biz yaptıysak yok olalım, ama yapmadıysak bu vebali kim ödeyecek?"
Dosyada 19 klasör belge olduğunu, ancak Yargıtay'da bu dosyanın sadece 19 günde incelenip onaylandığını hatırlatan Güran, sürecin adil olmadığını söyledi:
"19 klasörün 19 günde bitmesi akıl dışı. Biz kayırma değil, gerçek bir yargılama istiyoruz. Bu zulme sessiz kalmayın. Bir aileyi, bir kültürü, bir halkı yok ediyorsunuz."