İsrailli stratejistler, klasik askeri gücün ve teknolojik üstünlüğün artık tek başına yeterli olmadığı görüşünde birleşerek ülkenin "derin stratejik akıl" ile yeni bir döneme geçmesi gerektiğini vurguluyor.
İsrail basınında yer alan kapsamlı analizlerde, 7 Ekim sonrasında sahadaki askeri operasyonların sınırlamalarının ortaya çıktığı, bu nedenle askeri teknoloji merkezli güvenlik konseptinin yeniden ele alınması gerektiği belirtiliyor.
Analizlerde, küçük ülkelerin askeri güçten çok istihbarat, nüfuz, diplomasi ve ekonomik bağlantılar üzerinden büyük kazanımlar elde ettiği örneklerle anlatılıyor.
İsrailli uzmanlara göre Katar, askeri gücü sınırlı olmasına rağmen;
Arabuluculuk rolü,
Enerji kaynakları,
Küresel siyasi bağlantıları
sayesinde kısa sürede kritik bir aktöre dönüştü.
Benzer şekilde Birleşik Arap Emirlikleri de sadece birkaç on yılda diplomasi, ticaret, lojistik ve bölgesel ittifaklarla küresel bir merkez haline geldi. Singapur'un da uzun vadeli planlama ve inovasyon ile küçük bir devlete dönüşmesi, İsrail için "örnek model" olarak gösteriliyor.
İsrailli siyasetçi ve strateji uzmanı Meir Swissa, ülkenin savunma doktrininde üç temel değişiklik yapılması gerektiğini savunuyor:
Swissa'ya göre teknoloji iyi bir araç olsa da saha istihbaratı, insan kaynağı, nüfuz ağları ve karşı tarafı doğru okumak artık birincil önemde.
"Düşmanı anlamadan üstünlük kurulamaz" görüşü öne çıkarılıyor.
Uzmanlar, İsrail'in son dönemdeki en büyük kazanımlarının "askerî değil diplomatik başarılar" olduğunu hatırlatarak İbrahim Anlaşmaları'nı örnek gösteriyor.
Swissa'ya göre:
"Teknoloji önemli ama stratejik akıl kadar belirleyici değil."
Swissa'nın üçüncü başlığı ise coğrafya:
İsrail'in Asya ile Avrupa arasında doğal bir ticaret ve enerji köprüsü olduğu, bu avantajın İsrail'i bölgesel merkez yapabileceği vurgulanıyor.
İsrail, Suudi Arabistan'ın F-35 almasına yönelik rahatsızlığını açıkça dile getirse de, İsrail basınındaki analizlerde şu değerlendirme ön plana çıkıyor:
"Suudi Arabistan'ın F-35 sahipliği Orta Doğu'nun kaderini belirleyemez. Teknolojik üstünlüğe aşırı güvenen eski düşünce tarzı değişmezse, İsrail gerçeği radarda kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır."
Analistler, askeri teknolojiye aşırı bağımlılığın İsrail'i stratejik körlüğe sürükleyebileceğini, yeni dönemde akıl, diplomasi ve istihbaratın ön plana çıkması gerektiğini savunuyor.