Karadeniz ve Akdeniz'de sürdürülen arama faaliyetlerine ek olarak, Afrika'dan Orta Asya'ya uzanan geniş bir coğrafyada petrol, doğalgaz, altın ve kritik madenler için yeni projeler devreye alınıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yapay zekâ teknolojileri, veri merkezleri, elektrikli araçlar ve artan soğutma amaçlı elektrik kullanımıyla birlikte beklentilerin çok üzerine çıkan enerji talebini karşılamak için vites yükseltti.
Küresel ölçekte enerji artık yalnızca sanayi ve konut ihtiyacının değil; yapay zekâ sistemleri, büyük veri merkezleri ve elektrikli ulaşımın da temel unsuru hâline geldi. Bu dönüşüm, elektrik talebini katlarken, ülkeleri enerji arz güvenliği konusunda yeni arayışlara itti.
Türkiye de bu yeni döneme hazırlık kapsamında hem yerli üretimi artırmayı hem de yurt dışı kaynaklara doğrudan erişimi stratejik hedef olarak belirledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, medya temsilcileriyle yaptığı toplantıda, 2025 yatırımları ve 2026 hedeflerini paylaşırken Türkiye'nin enerji vizyonuna dair dikkat çeken mesajlar verdi.
Bayraktar, yurt dışı arama ve üretim faaliyetlerinin yalnızca petrol ve doğalgazla sınırlı kalmayacağını; bakır, altın ve nadir toprak elementleri gibi kritik madenleri de kapsayacağını vurguladı.
Türkiye'nin enerji haritası giderek genişliyor. Bakan Bayraktar, Nijer'de altın yatırımı bulunduğunu hatırlatarak, MTA-IC ile Eti Maden'in bir araya getirildiği yeni yapı sayesinde Afrika ve Orta Asya'da daha etkin olunacağını söyledi.
"Bu şirketlerimiz Afrika'da, Orta Asya'da ve dünyanın farklı bölgelerinde aktif olacak. Türkiye artık sadece kendi topraklarında değil, küresel ölçekte kaynak teminine yöneliyor."
Bayraktar, Pakistan ile petrol ve doğalgaz alanında beş ayrı sahayı kapsayan anlaşmaların imzalandığını açıkladı. Hedefin yalnızca hidrokarbonlar olmadığını belirten Bayraktar, madencilik alanında da Pakistan'da varlık göstermek istediklerini ifade etti.
Irak, Libya, Kazakistan ve diğer bazı ülkelerle somut projeler üzerinde çalışıldığını belirten Bayraktar, bu projelerin kamuoyuna aşama aşama duyurulacağını söyledi.
Enerji atağının merkezinde Türkiye Petrolleri yer alıyor. Bakan Bayraktar, hiç yeni keşif yapılmasa bile, mevcut yatırımlarla Türkiye Petrolleri'nin 2028'e kadar günlük 500 bin varil petrol ve gaz üretir hâle gelebileceğini dile getirdi.
Bu hedef, Türkiye'nin enerji liginde üst basamaklara çıkma iddiasının en somut göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Türkiye'nin günlük petrol tüketiminin yaklaşık 1 milyon varil olduğunu hatırlatan Bayraktar, yerli üretimi bu seviyeye çıkarmak için iki kritik yol bulunduğunu söyledi: şirket satın almaları ve yeni keşifler.
Diyarbakır havzasının günlük 250 bin varil potansiyele ulaşabileceğini belirten Bayraktar, Karadeniz'de ise bu yıl 6 yeni sondajın, tamamen Türkiye'nin kendi gemileriyle yapılacağını açıkladı.
Samsun ve Ordu açıklarında yürütülecek çalışmaların, üretime dönüşmesinin 2029'u bulabileceği ifade edildi.
Türkiye'nin yurt dışı sondaj planları da hız kazanıyor. Bayraktar, Pakistan'da denizde sondaj yapılacağını, Somali'de ise 2026 yılında sondaj çalışmalarının başlayacağını açıkladı.
İki sondaj gemisinden birinin Karadeniz'e, diğerinin Akdeniz'e yönlendirileceğini belirten Bayraktar, Libya'nın da olası operasyon alanları arasında bulunduğunu söyledi.
"Arayacağız, satın alacağız, yurt dışında da varlığımızı artıracağız."
Enerji gündeminin en kritik başlıklarından biri olan Nadir Toprak Elementleri için de Türkiye düğmeye bastı. Bayraktar, Eskişehir Beylikova'da tesis temelinin atılacağını duyurdu.
Bu madenlerin gelecekte yeni savaşların sebebi olabileceğine dikkat çeken Bayraktar, Eti Maden'in yalnızca borla sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladı:
"Eti Maden'i millî maden şirketi olarak konumlandırmalıyız. Bakırda, altında, kritik madenlerde neden güçlü bir Türk şirketi olmasın?"
Atılan tüm bu adımların nihai hedefi net: Enerji ithalatını azaltmak, cari açığı düşürmek ve Türkiye'yi enerjide tam bağımsız bir ülke hâline getirmek.
Ankara'nın yeni enerji stratejisi, yalnızca ekonomik değil, jeopolitik dengeleri de etkileyecek bir hamle olarak değerlendiriliyor.