Küresel faiz indirimleri, merkez bankalarının yön değişikliği ve Türkiye'de para politikasındaki dönüşümün etkileriyle hem TL varlıklarda hem de altın cephesinde tarihi fiyatlamaların gündeme gelebileceğini söyleyen Eryılmaz, özellikle gram altın için dikkat çekici bir üst bant işaret etti.
2025 yılında yatırım araçları arasında açık ara zirveye oturan altının, 2026'da da gücünü koruyacağını vurgulayan Eryılmaz, ancak yatırımcıların artık daha seçici olması gerektiğinin altını çizdi. Eryılmaz'a göre 2026 yılı, "tek bir enstrümana bağlı kalmadan" dengeli portföyler oluşturan yatırımcıların kazançlı çıkacağı bir yıl olacak.
Yatırım araçlarını TL bazlı varlıklar ve döviz bazlı varlıklar olarak iki ana grupta değerlendiren Eryılmaz, özellikle faiz politikasındaki değişimin yatırım tercihlerinde belirleyici olacağını ifade etti.
Merkez Bankası'nın 2026'ya girerken faiz indirim sürecine başlamasını beklediğini belirten Eryılmaz, bu sürecin hızlı değil, kontrollü ve kademeli ilerleyeceğini söyledi. Bu durumun, yılın ilk yarısında vadeli mevduat ve para piyasası fonlarını hâlâ güçlü birer alternatif haline getireceğini dile getirdi.
Ancak asıl dikkat çekici başlığın, borçlanma araçları ve borçlanma araçları fonları olduğunu vurgulayan Eryılmaz, faizler düştükçe bu enstrümanların fiyatının yükseleceğine işaret etti. "Son aylarda bu araçlar, mevduatın ve para piyasası fonlarının üzerinde getiri sağladı. Faiz indirimleri derinleştikçe bu fark daha da açılabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Borsa İstanbul'a yönelik beklentiler de oldukça iyimser. Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, 2026'nın hisse senedi piyasaları açısından 2025'e kıyasla çok daha güçlü bir yıl olabileceğini söyledi. İç ve dış piyasalarda ani bir şok yaşanmaması ve faiz indirim sürecinin kesintiye uğramaması halinde, Borsa İstanbul'un bu ortamdan en çok fayda sağlayan piyasalardan biri olacağını belirtti.
Faiz indirimlerine duyarlı sektörlerin ve güçlü bilançoya sahip şirketlerin öne çıkacağını ifade eden Eryılmaz, 2026 yıl sonu için BIST 100 endeksinde 14.000–14.500 bandının güçlü bir hedef olarak masada olduğunu kaydetti.
Küresel emtia piyasalarına da değinen Eryılmaz, altının 2026'da da yükseliş trendini sürdüreceğini öngördü. Jeopolitik riskler, merkez bankalarının altın alımları ve FED'in faiz indirimlerine devam etme ihtimali, altını destekleyen ana unsurlar arasında yer alıyor.
Gümüş için ise daha temkinli bir tablo çizen Eryılmaz, bu metalin altına kıyasla çok daha volatil olduğunu hatırlattı. 2025'te yaşanan sert yükselişlerin ardından 2026'da da sert dalgalanmalar ve spekülatif hareketlerin görülebileceğini söyledi.
Buna karşın küresel büyümenin güçlü kalması, FED'in gevşeme politikasını sürdürmesi ve altın–gümüş rasyosunun gümüş lehine dönmesi halinde platin ve paladyum gibi gri metallerin de yatırımcı radarına girebileceğini vurguladı.
Gram altın cephesinde asıl belirleyici unsurun ons altın olacağını ifade eden Eryılmaz, dolar/TL tarafında ise enflasyonun altında bir yükseliş beklediğini söyledi. TL'de reel değerlenme sürecinin devam edeceğini belirten Eryılmaz, önümüzdeki iki yıl içerisinde dolar/TL kurunun 52 seviyelerine doğru kademeli bir seyir izleyebileceğini öngördü.
Bu tablo altında, ons altındaki yükselişin etkisiyle gram altının 2026'nın ilk yarısında 7.000 TL seviyelerine yaklaşabileceğini dile getiren Eryılmaz, yıl genelinde ise 7.500–8.000 TL bandının güçlü bir olasılık haline geldiğini söyledi.
ABD hisse senedi piyasalarına ilişkin değerlendirmesinde de iyimser bir tablo çizen Eryılmaz, 2026'nın genel olarak pozitif bir yıl olabileceğini ifade etti. Zaman zaman sert düzeltmelerin kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Eryılmaz, buna rağmen ana yönün yukarı olmaya devam edeceğini belirtti.
Alternatif getiri arayışında olan yatırımcılar için ise gelişmekte olan ülke piyasalarının 2026'da yeniden cazip hale gelebileceğini sözlerine ekledi.