Yalnız değilsiniz. Uzmanlar, milyonlarca insanın uykusunun özellikle 02.00 ile 04.00 arasında bölündüğünü söylüyor. Peki bunun ardında ne yatıyor?
İnsan vücudu, gece boyunca farklı evrelerden geçiyor. Uykuya daldıktan yaklaşık 4–5 saat sonra derin uyku azalıyor, vücut daha hafif bir uykuya geçiyor. İşte tam bu anda, yani gece yarısından sonraki saatlerde, uyanma ihtimaliniz en yüksek düzeye çıkıyor. Bu durum, "bedenin biyolojik saati" ile doğrudan ilişkili.
Beslenme alışkanlıkları da uyku kalitesini belirleyen en kritik faktörlerden. Uzmanlara göre magnezyum eksikliği, kasların yeterince gevşeyememesine ve beynin uykuya aracılık eden kimyasallarında düzensizliklere yol açıyor. Bunun sonucu: daha sık uyanma.
Ayrıca, şeker ve rafine karbonhidrat ağırlıklı yiyecekler gece boyunca kan şekerini dalgalandırıyor. Kan şekeri düştüğünde ise vücut uyanma sinyali veriyor.
Uzmanlar, özellikle akşam öğünlerinde şekerli gıdalar yerine protein ve magnezyum açısından zengin besinler tüketilmesini öneriyor. Haşlanmış yumurta, kabak çekirdeği, kaju, süzme peynir, ıspanak ve hindi eti bu konuda en güçlü destekçiler.
Ayrıca, yatmadan en az iki saat önce ekranlardan uzak durmak, mavi ışığın uyku düzenine vereceği zararı büyük ölçüde azaltıyor.
Her gece aynı saatte uyanmak bir rastlantı değil; vücudunuzun biyolojik ritmi, beslenme tarzınız ve yaşam alışkanlıklarınızın birleşimi. Küçük değişikliklerle uykunuzu bölünmez hale getirmek, daha enerjik ve sağlıklı bir sabaha uyanmak mümkün.