Eski askerin ifadeleri, uzun süredir insan hakları örgütlerinin gündeme getirdiği iddiaları ayrıntılarıyla doğruladı.
Eski asker, hapishanedeki koşulları "insanlarla dolu devasa kafesler" olarak nitelendirirken, tutukluların çoğunun gün boyu bağlı tutulduğunu belirtti. Şiddetin kurum içinde sıradanlaştığını kaydeden asker, *"sistematik fiziksel müdahale"*nin günlük bir rutine dönüştüğünü söyledi.
Asker, görev yaptığı dönemde hapishanede intikam duygusunun hâkim olduğunu dile getirdi. Komutanların tutuklulara yönelik fiziksel şiddeti açıkça teşvik ettiğini belirterek bir olayı şöyle anlattı:
Göz bağının altından bakmaya çalıştığı iddia edilen bir Filistinli, metal bir duvara yaslanarak dövüldü ve açık yaralarla hücresine götürüldü.
Kudüs İbrani Üniversitesi'nden Anesteziyoloji Profesörü Yoel Donchin, sahra hastanesinde tedavi ettiği bir tutuklunun tecavüz sonucu ağır yaralandığını aktardı.
PHRI (İnsan Hakları İçin Doktorlar) örgütünden Oneg Ben Dror ise, resmi kayıtlara yansımamış çok sayıda cinsel şiddet vakası bulunduğunu belirtti.
Gazetenin haberine göre kronik rahatsızlığı olan bir tutuklu, ilaçlarına erişim sağlanamadığı için geçtiğimiz hafta yaşamını yitirdi. Tutuklulara gıda kısıtlaması yapıldığı ve bunun bir işkence yöntemi olarak kullanıldığı öne sürüldü.
İsrail makamlarının, Uluslararası Kızılhaç Komitesinin tutukluları ziyaret etmesine izin vermediği bildirildi. Tutukluların duruşmalara yalnızca video bağlantısıyla katılabildiği, bu nedenle yargıçların tutukluların fiziksel durumunu göremediği belirtildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hapishanelerdeki sistematik kötü muamele iddialarıyla ilgili kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadı.
Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite, geçen hafta yaptığı açıklamada, Filistinlilere — çocuklar da dâhil — sistematik işkence ve kötü muamele uygulandığına ilişkin bilgilerden derin kaygı duyulduğunu ifade etmişti.