Tarih: 09.11.2025 14:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’ye Yardım Sadece Bir Görev Değil, İnsanlık Meselesidir

Facebook Twitter Linked-in

"Gazze'nin acil ihtiyacı olan yardımların ulaştırılması bizim için sadece bir yardım konusu değil, bir insanlık meselesidir" diyen Erdoğan, Türkiye'nin insani duruşunun altını bir kez daha çizdi.

"Gazze'de Vicdanın Sınavı Veriliyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in saldırıları altında büyük bir insani kriz yaşayan Gazze'ye yapılacak yardımların önemine dikkat çekti:

"Gazze'nin acil ihtiyacı olan malzemelerin bölgeye sevki bizim için çok çok önemli. Bu mesele, bir yardım faaliyeti olmanın ötesinde, insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren bir konudur."

Erdoğan, Türkiye'nin bu süreçte uluslararası toplumun sessizliğini kabul etmediğini belirterek, "Mazlumun yanında olmak bizim tarihi ve vicdani sorumluluğumuzdur" dedi.

"Karabağ Zaferi Türk Dünyasının Onurudur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'da katıldığı 8 Kasım Zafer Günü kutlamalarının ardından yaptığı değerlendirmede, Karabağ zaferinin sadece Azerbaycan'ın değil, tüm Türk dünyasının gururu olduğunu vurguladı:

"Karabağ zaferi, Türk aklının, Türk iradesinin ve Türk cesaretinin zaferidir. Bu başarı, sadece askeri bir kazanım değil, Türk dünyasının yeniden dirilişinin sembolüdür."

Erdoğan, "İki devlet, tek millet" anlayışının, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin her alanında somut projelere dönüştüğünü hatırlatarak, "Bugün Karabağ'da yükselen her yol, her ev, her tünel Türk dünyasının ortak başarısıdır" ifadelerini kullandı.

"Azerbaycan Barışın Mimarı Olacak"

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile gerçekleştirdiği görüşmede, Ermenistan ile barış sürecinin ele alındığını belirten Erdoğan, Güney Kafkasya'da yeni bir dönemin başladığını söyledi:

"Otuz yılı aşkın istikrarsızlık döneminin ardından artık barışın ve huzurun tesis edilmesi için bir fırsat penceresi açılmıştır. Savaşın galibi Azerbaycan, barışın da mimarı olacaktır."

Erdoğan ayrıca, Karabağ'da yürütülen yeniden imar ve kalkınma çalışmalarını övgüyle değerlendirdi:

"Aliyev kardeşimin liderliğinde Karabağ'da devasa bir dönüşüm yaşanıyor. Yollar, tüneller, tarım projeleri ve modern yerleşim alanlarıyla bölge yeniden hayat buluyor. Türkiye de bu süreçte tüm imkanlarıyla Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edecektir."

Pakistan ve Afganistan Arasında Arabuluculuk

Erdoğan, Azerbaycan ziyareti sırasında Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile de bir araya geldiğini belirtti. Görüşmede, Pakistan ve Afganistan arasındaki askeri gerilimi önlemeye yönelik adımların ele alındığını söyledi: "Katar'la birlikte arabuluculuk süreçlerini yürütüyoruz. Hedefimiz, bölgede kalıcı ateşkesin sağlanması ve terör olaylarının tamamen sona ermesidir."

"Türk Dayanışması Her Alanda Güçleniyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şuşa Beyannamesi ile müttefiklik seviyesine taşınan Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin, her geçen gün daha da güçlendiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Azerbaycan bizim kardeşimiz, kader ortağımızdır. Türk dünyasının birliği, barışın ve istikrarın teminatıdır. Zafer Günü'nü bir kez daha kutluyor, Azerbaycan halkına sevgilerimi ve selamlarımı iletiyorum."

Erdoğan, dönüş yolunda ayrıca Kocaeli Dilovası'ndaki fabrika yangınına da değinerek, yaşamını yitirenlere rahmet, yaralılara acil şifa dileğinde bulundu.

"Türk Dünyası El Ele, Barış ve Vicdan İçin"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları, Türkiye'nin hem Gazze'de insanlık mücadelesine hem de Türk coğrafyasında barış vizyonuna öncülük ettiğini bir kez daha gösterdi. Ankara'nın duruşu net: Mazluma yardım etmek görev değil, insanlık borcudur.
Ve Türk dünyasının geleceği, kardeşlikten doğan bu dayanışmayla şekillenecektir.

"İsrail, Gazze'ye yardımları engelliyor"

Şu anda Türkiye, Gazze'ye en üst düzeyde yardımı devam ettiren, yardım yapan bir ülke. Milletimiz bu konuda gerçekten çok çok hassas. 17'nci iyilik gemimiz biliyorsunuz El-Ariş'e ulaştı. Ancak yardım koridorları kasıtlı olarak tıkanmakta, insani yardımların bölgeye ulaşması maalesef engellenmekte. Günlük 600 tır insani yardım girişine izin verilecekti, fakat bu söz bile, ki onlar verdi bu sözü, yerine getirilmiyor. Biz, milletimizin emanetlerini Filistinli kardeşlerimize ulaştırmak için, yoğun çaba gösteriyoruz. Dostlarımız ve kardeşlerimizle de temaslarımızda bu konuya yönelik planlamaları konuşuyoruz ve geliştiriyoruz. Gazze'nin acil ihtiyacı olan malzemelerin bölgeye sevki bizim için çok çok önemli. Bu mesele sadece bir yardım konusu değil, aynı zamanda bir insanlık meselesidir. Bunu yakın takipte sürdürüyoruz. Özellikle de gıda, ilaç, barınma malzemeleri, sağlık ekipmanları, giyim eşyaları, hijyen için kullanılan ürünler bugüne kadar sevk edildi ve bu gayretimiz devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de bunların sevkini yapacağız.

"Suriye'nin kuzeyinde konut yapımlarına başladık"

Sığınmacılar mevzusu Türkiye'nin en fazla istismar edilen konularından bir tanesiydi. Özellikle CHP, bu konuyu çok çok istismar etti. Geçtiğimiz seçimde CHP ve Cumhurbaşkanı adayı tarihe utançla geçen ırkçı bir kampanya yürüttü. Bu ırkçı kampanyanın neticesinde de sonuç malum. Belki de bu zatın gidiş sebebi bu da olabilir. Çünkü bu konuyu çok istismar etti ve bu insanların ahını aldı. Ülkemize sığınan Suriyeli mazlumları düşmanlaştırdılar, hedef gösterdiler, 3-5 oy uğruna buradan netice çıkaracaklarını sandılar, ama istedikleri sonucu da alamadılar. Biz ise bu meselede hep vicdanın, insanlığın, kardeşliğin ne demek olduğunu anlattık. Ne dedik? "Biz ensarız, onlar muhacir." Dolayısıyla "Ensar olarak biz bu muhacirlerimizi kapı dışarı etmeyiz, edemeyiz" dedik ve sözümüzde de sonuna kadar durduk. Bugün de olsa yine dururuz. Bu arada Suriye'nin kuzeyinde konut yapımlarına da başladık. Bunlar da devam ediyor.

"Suriye'ye dönenlerin sayısı 1 milyon 290 bine ulaştı"

Suriye birlik ve beraberliğini huzur ve istikrarı tahkim ettikçe dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış sığınmacıların dönüşü de hızlanıyor. Bakın şimdi nereye geldik? Suriye'ye yaptırımlar kaldırıldı mı? Kaldırıldı. Ne oldu? Ne olacaktı? Siyasette mesele ufuk meselesidir, ufuk… Varsa ufkunuz, sorun çözersiniz. Ama ufkunuz yoksa, hiçbir şeyi halledemezsiniz. 2016'dan itibaren Suriye'ye dönenlerin sayısı 1 milyon 290 bine ulaştı ve bu sayı her geçen gün artıyor. Bunlar da bizim için sevindirici, güzel neticeler. Deprem bölgesinden bahsettiniz. Bu bölgedeki konteynerlerin de özellikle Gazze'ye sevk edilmesiyle ilgili hazırlığımız devam ediyor. Bunu ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu konteynerler ile bölgeye inşallah en üst düzeyde bir imkan sağlayacağız. Filistinlilerin yaşamaya devam edeceği yeni Gazze'nin inşa edilmesi sürecinde bu konteynerleri, kardeşlerimize inşallah vereceğiz.

"Sudan'da yaşananlar aynı zamanda insanlığın vicdanını da kanatıyor"

Plansız davranmak mümkün değil. Önce plan, sonra proje. Bunları yapacağız. Kaldı ki; Sudan her an Türkiye'nin kendisine nasıl el uzatacağını bekleyen bir ülke. Orada yaşanan her acı, her kıyım, her dram bizim yüreğimizi parçalıyor. Kaldı ki onların da bizden beklentileri var. Bu beklentiler karşısında biz de arkadaşlarımızla değerlendirmelerimizi yapıp, ne gibi destek verebiliriz, bunların çalışmalarını sürdürüyoruz. Sudan'da yaklaşık 2 yıldır binlerce insan maalesef hayatını kaybetti. Milyonlar yerinden edildi, sürgüne gönderildi. Çocuklar açlıkla, hastalıkla mücadele ediyor. Sudan'daki anlaşmazlığın çözümünü ve akan kardeş kanının durmasını bizler temenni ediyoruz. Yaşananlar aynı zamanda insanlığın vicdanını da kanatıyor. Bu ihtilafın bir an önce sona ermesi ve diyalog yoluyla sorunlara çözüm bulunması gerektiğine de inanıyoruz. Bu konuda da yükümüzün ağır olduğunu çok çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak burada yaşananları uzaktan izleyemeyiz. Sudan'ın huzur ve güvenliğinin sağlanması için diplomatik gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sudan halkı emin olsun, Türkiye onların yanındadır.

"F35 konusunda güzel adımlar attık"

Öncelikle Eurofighter'la ilgili olarak hamdolsun işler yolunda gidiyor. Gerek İngiltere, gerek Almanya ile, Eurofighter konusunda olumlu adımlar attık. Ama bizim bunun yanında bir de Katar ve Umman'la da bazı görüşmelerimiz oldu. Belki onların ellerindeki Eurofighter'lardan da alma durumumuz söz konusu olabilir. Bu anlaşmaları inşallah sonuçlandırabilirsek, ülkemiz için güzel gelişmeler ortaya çıkmış olacak. Bunların yanı sıra ülkemizde attığımız savunma sanayii adımlarıyla birlikte Türkiye, büyük imkanları yakalayacak. Teknik düzeyde yapılacak görüşmeler ve alınacak mesafeler önemli. Tabii bir de F-16 ile F-35 konusu var. F-35 konusunda da ABD Başkanı Sayın Trump'la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin ve F-35'lerle inşallah güçlü bir imkana sahip olalım.

"Aramızda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil"

(MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşme) Tarih vermeyeyim ama bu hafta inşallah Ankara'ya dönüşümüzle birlikte Sayın Genel Başkan ile irtibatları kurup randevulaşmamız halinde, ya ben kendilerine bir ziyaret yaparım ya da kendilerini davet ederim. Onların bizi ziyaretini temin ederiz. Aramızda zaten herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Malum pazartesi günü 10 Kasım Ankara'dayız. Döner dönmez de irtibatlarımızı kurar, adımı atarız. 

"CHP'nin bizi çekmeye çalıştığı seviyeye inmeyiz"

Biliyorsunuz bizde güzel bir söz var. "Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızar." Özgür Özel'in yaptığına karşı açtığımız davayı herhalde duydunuz. Şu anda dava açıldı. Avukatlarım da sağ olsun işlerini iyi takip ediyorlar. En son yine bu ara bir 200 bin lira davadan tazminat kazanmıştık. O da yerini bulacak. O da vakıflara gidecek. İnşallah bu 500 bini de kazanırsak çok daha güzel olur. Yorulmadan, usanmadan bu davaları kazanmak hakikaten isabetli oluyor. Şunu da ifade etmek isterim ki; CHP Genel Başkanının söylediği sözler, kurduğu cümleler, yaptığı suçlamalar aslında kendi durumlarını tariften ibarettir. Krizden beslenme, kaostan medet umma, kavga çıkararak gündem olma alışkanlığının devamıdır. Bu dil, ne devlet geleneğimize ne de milletimizin vakarına yakışıyor. Biz, asla CHP'nin bizi çekmeye çalıştığı bu seviyeye inmeyiz, inemeyiz. Bu düzeye inmeyi kendimize asla yakıştıramayız, milletimize de izah edemeyiz.

"LGBT gibi sapkınlıklara asla imkan vermeyiz"

Aile, bizim medeniyetimizin köküdür, değerlerimizin taşıyıcısıdır, bizi biz yapan en kutsal müessesedir. Aile meselesi bizim için çok önemli bir konudur. Nasıl ülkemizin güvenliği için savunma sanayiini geliştiriyor, siber güvenlik konusunda tedbirler alıyorsak, yeni nesil saldırılar için de ailelerimizi korumak zorundayız. Aile Yılı içerisinde bizim için en önemli husus ailenin Türkiye'deki işlevini korumak. Bunun için de biz LGBT gibi sapkınlıklara asla imkan vermeyiz. Aile kurumu güçlü olan kuvvet kazanır. Bizim aile kurumlarımız güçlü. Öyleyse geleceğe de biz çok daha güçlü adımlarla yürüyeceğiz. Buradan savrulma olmaz ve böyle bir savrulmaya da müsaade edemeyiz. Nüfus artış hızında şu anda maalesef 1,7'deyiz. Bu bir intihardır. Bunu çözmemiz lazım. Türkiye'nin nüfus artış hızının böyle bir konuma gelmesi hazmedilemez. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Niye en az 4 çocuk olmasın, 5 olmasın? Bunu hızlandıralım ve ülkemiz inşallah nüfusumuzun artış hızının yükselmesiyle geleceğe çok daha güçlü bir şekilde ilerleyecektir.

"Taraflara itidal tavsiyemizi sürdürüyoruz"

(Pakistan ile Afganistan arasındaki gerilimde Türkiye arabulucu rolü) Şu anda bizim devreye girişimiz de olumlu bir istikamette gelişiyor. İnşallah netice hayır olacak ve büyük ihtimalle de bu hafta içerisinde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler ve MİT Başkanımız İbrahim Kalın, üçlü olarak bir Pakistan ziyareti yapacaklar. Bu konuları da orada görüşmek suretiyle bir an önce inşallah Doha'da başlayan süreci, Ankara'da bir neticeye kavuşturacaklar. Biz kalıcı ateşkes ve barışın sağlanmasını umut ediyoruz ve taraflara da itidal tavsiyemizi sürdürüyoruz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —