Tunç, "Kararı bekleyeceğiz. Türkiye, AİHM kararlarına uymayan bir ülke değildir" dedi.
Adalet Bakanı Tunç, basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda, adalet sistemine yönelik dezenformasyonun kamuoyunda güvensizlik yarattığını belirterek şu uyarıda bulundu:
"Vatandaşlarımızın adalete güven duygusunun zedelenmemesi lazım. Özellikle yargıya güveni sarsmaya yönelik birtakım propagandalar da yapılıyor."
Tunç, kamuoyunu yanıltan bazı haberlerin adalete duyulan güveni olumsuz etkilediğini belirtti. Örnek olarak bir gazetecinin "Ceren Özdemir'in katili açık cezaevine çıktı" iddiasını hatırlattı ve "Bu kişi hâlâ yüksek güvenlikli cezaevinde. Ancak yalan haber milyonlarca kişiye ulaştı, 'adalet yok' algısı oluşturuldu" dedi.
Selahattin Demirtaş hakkında verilen AİHM kararına ilişkin de konuşan Tunç, sürecin tamamen mahkemenin takdirinde olduğunu belirtti:
"Demirtaş davası, Kobani olaylarının azmettiricisi olarak açılmıştı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Mayıs 2024'te kararını vermişti. Şimdi dosya, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi'nde görülüyor. AİHM'in kararını bu mahkeme değerlendirecek."
Tunç ayrıca Türkiye'nin AİHM kararlarına uyum oranının %91 olduğunu vurgulayarak, "Avrupa ortalaması yüzde 79. Türkiye bu alanda örnek ülkelerden biridir" dedi.
Bakan Tunç, bilişim ve siber suçlara karşı yeni düzenlemeler içeren 11. Yargı Paketi'nin yolda olduğunu açıkladı.
"Gerçek hayatta nasıl polis devriyesi varsa, artık sanal dünyada da 'siber devriyeler' olacak" diyen Tunç, şu bilgileri paylaştı:
"Sanal ortamda örgütlenmeler, uyuşturucu ticareti, yasa dışı bahis, kripto para dolandırıcılığı gibi suçlar artık ülke sınırlarını aşıyor. Bu nedenle uluslararası iş birliği büyük önem taşıyor. 80 ülkeyle birlikte BM Siber Suçlar Sözleşmesi'ni imzaladık."
Yeni yasa teklifine göre, çocukları suça sürükleyen veya suçta araç olarak kullanan örgüt yöneticilerine verilecek cezalar artırılacak.
Silahlı örgüt yöneticilerine ise 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
Bakan Tunç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in son dönem açıklamalarına da değindi.
Özel'in özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında yürütülen soruşturmaları "siyasi operasyon" gibi göstermesini eleştiren Tunç, şu ifadeleri kullandı:
"Bu soruşturmalar yargı sürecidir. İddianameler ortadadır. Süreçlerin sonucunu beklemeden yargı mensuplarına hakaret etmek doğru değildir. Bu, kamuoyunu yanıltan bir siyaset tarzıdır."
Tunç, Türkiye'nin terörle mücadelede tarihi bir eşikten geçtiğini belirterek, güvenlik güçlerinin büyük fedakârlıklar gösterdiğini söyledi:
"41 yıldır ülkemiz terör nedeniyle çok bedel ödedi. Ancak bugün geldiğimiz noktada terör örgütü zemin kaybetti. Silah bırakma süreci izleniyor. Milli İstihbarat Teşkilatımız ve Milli Savunma Bakanlığımız bu süreci yakından takip ediyor."
"Terörsüz Türkiye" hedefiyle Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun da çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Tunç, bu sürecin "pazarlık değil, toplumsal barışın kurumsallaşması" amacı taşıdığını ifade etti.
Bakan Tunç, yeni anayasa konusuna da değinerek, mevcut anayasanın "darbecilerin mirası" olduğunu söyledi:
"Artık darbeler devri kapanmıştır. Milletin temsilcileri tarafından, milletin onayladığı demokratik bir anayasa yapılmalıdır. 1982 Anayasası, 180 kez değiştirildi; yamalı bohça haline geldi. Yeni yüzyıla yakışan, özgürlükleri temel alan sivil bir anayasa hazırlamak hepimizin borcudur."
Tunç, yeni anayasanın her kesimi kucaklayan bir toplumsal sözleşme olacağını belirterek, "Darbeleri anmamak için, karanlık günlere dönmemek için bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz" dedi.
Toplantının sonunda Bakan Tunç, adalet sistemine yönelik saldırıların aslında Türkiye'ye yönelik olduğunu vurguladı:
"Yargıya güvensizlik oluşturarak hükümeti yıpratmak isteyenler var. Oysa adalet güçlenirse Türkiye güçlenir. Biz milletimizin güvenini korumak ve hukukun üstünlüğünü geliştirmek için çalışıyoruz."