Yayınlanan kapsamlı analizde, Türkiye'nin artan askeri, diplomatik ve stratejik gücünün İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni (GKRY) telaşa sürüklediği belirtildi. Analize göre Tel Aviv, Ankara'nın bölgesel etkisini kırmak amacıyla Atina ve Lefkoşa ile askeri iş birliğini derinleştirerek Türkiye karşıtı yeni bir blok inşa etmeye çalışıyor.
Nour News'in İran ve İsrail basınına dayandırdığı bilgilere göre, İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tomer Bar'ın Lefkoşa'da Yunan ve Rum askeri yetkililerle gerçekleştirdiği kapalı kapılar ardındaki zirve, sıradan bir diplomatik temas değil. Analizde, bu görüşmenin açık biçimde Türkiye'ye yönelik "caydırıcı bir mesaj" taşıdığı vurgulandı.
Maariv ve Kan gibi İsrail medyasında yer alan değerlendirmelere atıf yapan İran basını, İsrail'in bu hamlesinin arkasında Ankara'nın Doğu Akdeniz'deki hak iddialarından geri adım atmaması, Suriye sahasındaki etkinliğini artırması ve denizlerde seyrüsefer serbestisini kısıtlamaya yönelik girişimlere karşı sert tutum almasının yattığını yazdı.
Analizde, Türkiye'nin Filistin davasına verdiği açık ve kararlı desteğin Tel Aviv'i bölgesel düzlemde daha da yalnızlaştırdığı ifade edildi. Nour News'e göre İsrail, bu yalnızlığı aşabilmek için doğal müttefikler yerine "zoraki ve yapay ittifaklara" yöneliyor. Yunanistan ve GKRY ile geliştirilen askeri iş birliğinin de bu stratejinin bir parçası olduğu belirtildi.
Jerusalem Post'un verilerine dayandırılan analizde, Yunanistan'ın 2025–2036 yıllarını kapsayan devasa askeri modernizasyon programında İsrail'in kilit ortak konumuna yükseldiği aktarıldı. Atina yönetiminin, ordusunu Avrupa'nın en güçlü askeri yapılarından biri haline getirmek amacıyla her yıl 2 ila 2,5 milyar Euro'luk bir bütçe ayırdığı kaydedildi.
Bu kapsamda F-35 savaş uçaklarının yanı sıra, büyük ölçüde İsrail savunma teknolojisine dayanan ve "Aşil Kalkanı" adı verilen çok katmanlı hava savunma sisteminin kurulmasının hedeflendiği belirtildi. İran basınına göre bu sistem, sadece savunma değil, aynı zamanda Türkiye'ye karşı psikolojik bir üstünlük kurma amacı da taşıyor.
Nour News analizinde, Yunanistan'ın hızlanan silahlanma sürecinin temel nedeninin Türkiye'nin savunma sanayiinde yakaladığı ivme olduğuna dikkat çekildi. Ankara'nın 2030 hedefleri kapsamında Milli Muharip Uçak KAAN, Altay ana muharebe tankı, yerli füze sistemleri ve insansız platformlarda tam bağımsızlığa yaklaşmasının Atina'da ciddi bir endişe yarattığı ifade edildi.
Haberde ayrıca, Yunanistan'ın İsrail merkezli Elbit Systems'ten 750 milyon Euro değerinde 36 adet PULS çok namlulu roketatar sistemi satın aldığı, bununla yetinmeyerek Türkiye'nin iç bölgelerini hedef alabilecek LORA uzun menzilli balistik füzelerini tedarik etmeyi de ciddi biçimde değerlendirdiği öne sürüldü.
Analizin dikkat çeken bölümlerinden birinde, Türkiye ile Yunanistan arasındaki temel farkın altı çizildi. İran basınına göre Ankara, yerli üretime dayalı, sürdürülebilir ve bağımsız bir savunma doktrini inşa ederken; Atina'nın İsrail ve Fransa gibi dış aktörlere bağımlı kaldığı vurgulandı.
Buna rağmen, her iki tarafın da Doğu Akdeniz'de caydırıcılığı artırma arayışında olduğu belirtilirken, Nour News değerlendirmesini şu çarpıcı ifadeyle sonlandırdı:
"Türkiye sahada güç üretirken, karşı bloklar korku üzerinden ittifak kuruyor. Bu da bölgedeki gerilimin uzun vadede daha da derinleşeceğini gösteriyor."