Huckabee, kamuoyunda "İsrail, Katar'a saldırdı" şeklinde yankı bulan değerlendirmeleri kesin bir dille reddederek, operasyonun yalnızca "tek bir teröristi hedef aldığını" ileri sürdü.
Huckabee, tartışmalı füze saldırısına ilişkin iddiaları küçümseyen ifadeler kullandı. "İsrail Katar'a saldırmadı," diyen Büyükelçi, operasyonu şu sözlerle savundu: "Bu, İsrail vatandaşlarının öldürülmesinden kısmen sorumlu olan bir teröriste yönelik hassas bir vuruştu. Tek bir füze, tek bir hedef… Ülkeye yönelik bir saldırı söz konusu değil."
Saldırıda sivillerin yaralandığının ve ölenlerin bulunduğunun hatırlatılması ise Huckabee'nin yorumunda herhangi bir değişikliğe yol açmadı. Büyükelçi, bu kayıpları "operasyonun istenmeyen sonuçları" şeklinde nitelendirdi.
Huckabee'nin açıklamalarındaki en büyük yankı uyandıran bölüm ise benzetme oldu. Büyükelçi, İsrail'e yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu savunarak ABD'nin 2011'de Pakistan topraklarında düzenlediği Usame bin Ladin operasyonunu örnek gösterdi.
"Eğer bu tür operasyonlar bir ülkeye saldırı olarak değerlendirilecekse," dedi ve ekledi: "O zaman Amerika Birleşik Devletleri de Pakistan'dan özür dilemelidir." Bu çıkış, uluslararası hukuk ve egemenlik tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Huckabee, konuşmasının sonunda İsrail'e yönelik eleştirilerin artmasının "çifte standart" olduğunu öne sürdü: "İsrail'e diğer uluslardan farklı bir standart uygulanamaz. Müttefiklerimizin güvenlik hakkını tartışmayız."
ABD'li Büyükelçinin çıkışı, hem Körfez ülkelerinde hem de uluslararası arenada yeni diplomatik tartışmaların fitilini ateşledi. Gözler şimdi Katar'ın ve bölge ülkelerinin bu açıklamalara nasıl yanıt vereceğinde.