SON DAKİKA HABERLERİ

AvrupaHaberManşetlerSon Dakika

Avrupa’daki Türkler Yeni Almanya Hükümetinden Ne Bekliyor?

Almanya’da 6 Mayıs’ta başbakanlık koltuğuna oturması beklenen CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’in açıkladığı kabine listesi, özellikle göçmen kökenli topluluklar için önemli tartışmaları da beraberinde getirdi. TULİP Forum Sözcüsü ve Artı5TV yazarı Salih Altınışık, kaleme aldığı kapsamlı analizde, Merz’in “çalışma hükümeti” olarak tanıttığı kabinenin, Avrupa’daki Türk toplumu açısından temsil krizini derinleştirebileceğine dikkat çekti.

Teknik Kadro Var, Toplumsal Temsil Nerede?

Yeni kabinede öne çıkan isimler arasında Ceconomy eski CEO’su Karsten Wildberger’in Dijital Bakanlığı, Katherina Reiche’nin Ekonomi Bakanlığı ve Johann Wadephul’un Dışişleri Bakanlığı gibi özel sektörde güçlü isimler yer alıyor. Altınışık’a göre bu tercihler, Almanya’nın yönetimine teknik bir profesyonel yaklaşım getiriyor; ancak aynı zamanda toplumun önemli bir kesimini oluşturan göçmenlerin yine dışarıda bırakıldığını gösteriyor.

“Bugün Almanya’da yaşayan 3 milyonun üzerindeki Türk kökenli insan, yalnızca iş gücünden ibaret değil. Akademiden sanata, siyasetten sivil topluma kadar birçok alanda varlık gösteren bu topluluk, ne yazık ki karar mekanizmalarında hâlâ görünmez kılınıyor.” diyen Altınışık, bu durumun yalnızca Almanya değil, tüm Avrupa’daki Türk diasporası için moral bozucu olduğunu vurguladı.

Merz’in Eski Sözleri Gölge Düşürüyor

CDU lideri Friedrich Merz’in geçmişte Ukraynalı mülteciler hakkında kullandığı “sosyal turizm” ifadesi ile göçmen çocukları kastederek sarf ettiği “küçük paşalar” sözü, göçmen toplumlar tarafından unutulmuş değil. Her ne kadar bu sözler için özür dilense de, Merz’in göçmenlerle ilgili yaklaşımı halen güven verici bulunmuyor.

Altınışık’a göre Merz’in “liyakat odaklı kabine” mesajı, göçmenler açısından “bize yine yer yok” algısına dönüşüyor: “Liyakat söylemi önemli ama temsiliyetle birlikte anlam kazanır. Aksi takdirde dışlayıcı bir siyasetin üstünü örten bir söyleme dönüşebilir.”

Türk Gençliği Siyasette Daha Aktif – Ama Karşılık Bulamıyor

Avrupa’daki Türk toplumunun Almanya siyasetine olan ilgisi özellikle son yıllarda artmış durumda. İkinci ve üçüncü kuşak Türk gençleri, partilere üye oluyor, adaylık süreçlerine katılıyor, yerel siyasette rol üstleniyor. Ancak Merz kabinesi, bu yükselen siyasi katılımın Berlin’de hâlâ yeterince yankı bulmadığını gösteriyor.

Altınışık bu konuda şöyle diyor: “Artık mesele sadece bir Türk kökenli bakan görmek değil. Asıl beklenti, göçmen toplumların sorunlarının gündeme taşınması, çözüm için samimi bir irade sergilenmesidir.”

Aidiyet Duygusu Sarsılıyor

CDU gibi köklü partilerin, göçmenleri kabinelerinde yok sayması, Almanya’daki aidiyet duygusunu derinden etkiliyor. Özellikle Türk toplumu açısından bu tercih, “Biz bu ülkenin parçası mıyız, değil miyiz?” sorusunu yeniden gündeme taşıyor.

“Eğer Merz gerçekten bir ‘çalışma hükümeti’ kurmak istiyorsa, bu ülkenin en çok çalışan ve üreten topluluklarından biri olan Türkleri dışarda bırakması çelişkili bir durumdur,” diyen Altınışık, bu boşluğun ancak karşılıklı diyalogla ve yapısal değişimle doldurulabileceğini savunuyor.

Sonuç: Sessizlik Yerine Katılım ve Talepler Zamanı

Merz’in kabinesi bir yandan özel sektörün deneyimini devlete taşıma açısından umut verirken, diğer yandan toplumsal kapsayıcılık konusunda büyük bir sınavdan geçiyor. Avrupa’daki Türk toplumunun artık sessiz kalmak yerine daha güçlü örgütlenmesi, taleplerini yüksek sesle dile getirmesi gerektiği gün gibi ortada.

Altınışık analizini şu sözlerle sonlandırıyor:


“Eğer temsiliyet ve eşitlik Avrupa demokrasilerinin temel değerleri arasında yer alıyorsa, Türklerin bu denklemde yerinin olmaması kabul edilemez. Bu sürecin değişmesi için hem Alman siyasetçilerin hem de Türk toplumunun daha cesur adımlar atması gerekiyor.”

 

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Haberler İlginizi Çekebilir